Holdeki gümüş tepsinin içindeymiş! Dawson oraya koymuş. | Open Subtitles | لقد كانت على الصينية في الصالة لقد وضعها "داوسون" هناك |
Peki, on santimlik bir karga tüyü muavininizin kurşun yarasının içine nasıl girmiş? Birisi koymuş. Hey, evlat. | Open Subtitles | إذاً، كيف انتهى الحال بريشة غرابٍ بطول أربعة إنشاتٍ داخل جرح الرصاصة الخاصّ بنائبك ؟ . لقد وضعها أحدهم هناك . مرحباً، بنيّ |
Cüruf tuğlalarından bir duvarın içine koymuş. | Open Subtitles | لقد وضعها في جدارٌ من الحجارة |
Bunsen Lambası'nın üzerine koymuş! | Open Subtitles | لقد وضعها على موقد بنسن |