Hayır, anlamıyor musunuz içeriği dehşet vericiydi... ve onları tekrar tekrar okumak zorundaydım. | Open Subtitles | كلا، فمحتوى الرواية كان مرعباً للغاية وكنت أضطر لقرائتها مرة بعد مرة |
Mesela yazımı 3 gün önce verdim ve okumak için sabırsızlanıyor. | Open Subtitles | أعطيته مقالتي قبل ثلاثة أيام، وهو متشوق جداً لقرائتها |
Finaller yüzünden eli meşgul ama okumak için cidden sabırsızlanıyor. | Open Subtitles | لكنه كان مشغولاً بالختاميات وأمور أخرى لكنه بدا متشوقاً جداً لقرائتها |
Bence artık onları okumak ve ne kadar ilerleme kaydetmişsiniz görmek için harika bir zaman. | Open Subtitles | أعتقد أن الوقت قد حان لقرائتها ولمعرفة مدى التحسن الذي أنجزناه |
Roy, okuması için güvenebildiği tek kişiydi, Roy da bunu gayet iyi biliyordu. | Open Subtitles | الوحيد الذي وثق به لقرائتها كان روي وروي كان متأكداً |
Diğer zamanlarda da normalde okuması saatler sürecek verileri saniyeden kısa bir zamanda algılayabiliyordum. | Open Subtitles | و فى وقت أخر يمكنى النظر فى بيانات فى كسر من الثانيه التى يمكن أن تأخذ ساعات لقرائتها |
okumak için bu sessiz odayı da kullanabilirim. | Open Subtitles | أنا استطيع ايضا ان استخدم مكان هادئ لقرائتها |
Şimdi okumak için bir kitap seçebilirsin. | Open Subtitles | يمكنكِ اللآن اختيار كتاب لقرائتها |
Sesli okumak zorunda değiliz. | Open Subtitles | لستنّ مضطرين لقرائتها بصوت عالٍ |
Onları okumak için sabırsızlandığını biliyorum. | Open Subtitles | أعلمُ أنك تتحرقين شوقًا لقرائتها. |
okumak için sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | لا استطيع الانتظار لقرائتها |
Bunu sana ben okumak zorunda kalacağım... | Open Subtitles | سأضطر لقرائتها لك... |
okumak için sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | أتشوق لقرائتها |
Oğlumun o mektupları okuması, onun için yaralayıcı olabilir. | Open Subtitles | رسائل كهذه من "جون تيلر"من الممكن أن تكون مؤلمة لإبني لقرائتها |