Kardeşimle vakit geçirmek için tatil planlarımı değiştirdim. | Open Subtitles | لقد غيرت من خطط عطلتى لقضاء الوقت مع شقيقى |
Sahip olduğum benden uzakta yaşayan tek torunumla vakit geçirmek | Open Subtitles | اعذروني على محاولاتي لقضاء الوقت مع حفيدتي الوحيدة |
Çocuklarınla vakit geçirmek için projeyi bıraktığını söylemiştin. | Open Subtitles | قلت أنك ستتوقف عن العمل في المشروع لقضاء الوقت مع أطفالك. |
Tamam, Bay Eve-Erken-Gitmek-Zorunda çünkü erkeklerle takılamıyor çünkü karısıyla vakit geçirmek zorunda. | Open Subtitles | لا بأس، ايها السيد " الذي عليه الرجوع للمنزل مبكراً " " وترك رفاقه، لقضاء الوقت مع زوجته " |
Haydi ama,ben de şu küçük haylazla takılmak için sabırsızlanıyordum zaten. Bırak da gelsin. | Open Subtitles | كنت أتطلع لقضاء الوقت مع رأس المفصل، دعه يأتي |
Ama bu arkadaşlarımla takılmak için tek şansım. | Open Subtitles | لكن هذه فرصتي الوحيدة لقضاء الوقت مع أصدقائي |
Çocuklarıyla vakit geçirmek için fırsat mı kollarlar? | Open Subtitles | يبحثون عن طرق لقضاء الوقت مع أولادهم؟ |
Phil meşgulken, Bobby her bahaneyi Vonnie ile vakit geçirmek için kullandı. | Open Subtitles | (مع انشغال (فيل (بوبي) اشتغل كل عذر لقضاء الوقت مع (فوني) |
Sevgilimle vakit geçirmek istedim. | Open Subtitles | متشوقاً لقضاء الوقت مع فتاتي |
Kızımla vakit geçirmek oluyor. | Open Subtitles | .لقضاء الوقت مع ابنتي |
Babamla vakit geçirmek benim için de olumlu oldu. | Open Subtitles | لقضاء الوقت مع ابي ، هذا جيد |