Bir şey söylemene gerek yok. Konuşmadan anlaşabiliyoruz. | Open Subtitles | لست بحاجة لقول أي شيء آخر كلّ شيء واضح ومفهوم بيننا |
Bir şey söylemene gerek yok Jax. Sınırlarımı biliyorum. | Open Subtitles | لا حاجة لقول أي شيء أنا أعرف حدودي |
- Bir şey söylemene gerek yok. - Hayır, anlamıyorsun. | Open Subtitles | ليس مضطرًا لقول أي شيء - لا،لا، أنتِ لا تفهمين - |
Hiçbir şey söylemek zorunda değilsiniz, fakat daha sonra mahkemede ihtiyacınız olacak bir şeyi sorgulama esnasında söylemezseniz, bu savunmanıza zarar verebilir. | Open Subtitles | لست مضطراً لقول أي شيء .. ولكن قد يسيء لدفاعك إذا لم تُشر إلى .. .. |
Hiçbir şey söylemek zorunda değilsin. | Open Subtitles | لست مضطراً لقول أي شيء |
Bu aşamada bir şey söylemek zorunda değilsin ama söyleyeceğin her şey davanın ilerleyişinde kanıt olarak kullanılabilir. | Open Subtitles | لست ملزماً لقول أي شيء الآن، ولكن أي كلام يصدر منك قد يستعمل كدليل في أي محكمة لاحقة. |
bir şey söylemek zorunda değilsiniz ama size sorulduğunda mahkemede kullanabileceğiniz bir şey söylemezseniz savunmanıza zarar verebilir. | Open Subtitles | لست مضطر لقول أي شيء لكن لا بد أن أحذرك، إن امتنعت عن ذكر شيء عند سؤالك وإعتمدت عليه لاحقًا في المحكمة |
Ne dedim ki? Bir şey demene gerek yoktu. Bütün bunlar flört etmektir. | Open Subtitles | لم تكن مضطراً لقول أي شيء كل هذا النقاش , كان غَزَلاً |
Tamam anne, başka Bir şey söylemene gerek yok. | Open Subtitles | حسناً، أمي، لست مضطرة لقول أي شيء آخر. |
Bir şey söylemene gerek yok. | Open Subtitles | لست بحاجة لقول أي شيء |
Hiçbir şey söylemek zorunda değilsin. | Open Subtitles | لستِ مضطرة لقول أي شيء |
Kızı, annesini gücendirecek bir şey söylemek istemiyor, ''Araba sürecek yaşı geçtin'' gibi, o yüzden hiçbir şey söylemiyor. | TED | ولا ترغبُ الابنة لقول أي شيء قد يبدو مثل، "أنت كبيرة جدًا لتقودي سيارة"، فلم تقل شيئًا. |
İşin güzel tarafı da bu zaten, çünkü, hiç bir şey söylemek zorunda değildin. | Open Subtitles | وهذا أجمل ما في الأمـر ...لأنك لست مضطراً لقول أي شيء |
Bir şey demene gerek yok. | Open Subtitles | لست مضطرة لقول أي شيء. |