Dışarıda bir tartışma olmuş ve Eleazar Vakfı'nın korumalarından bir olan kurban ölmüş. | Open Subtitles | كان هناك شجار بالخارج والضحية احد الحرس الموظفين من قبل مؤسسة ايلعازر لقي حتفه |
Beşinci Saylonun ölmüş olduğuna inanıyoruz. | Open Subtitles | نعتقد أن السيلونز الخامس قد لقي حتفه |
Nasıl öldüğünü bilmiyoruz sadece onun ölümü ani ve esrarlıydı. | Open Subtitles | لانعرف بالتحديد كيف لقي حتفه ولكنا نعلم ان وفاته كانت بصورة مفاجئة ويعتريها الكثير من الغموض |
Konuştuğum herkes onun fabrikadaki patlamada öldüğünü düşünüyor. | Open Subtitles | كلّ من تحدّثتُ إليه يعتقد أنه ميّت، لقي حتفه في إنفجار المصنع |
Hani şu merdivenlerden düşüp ölen değil mi o? | Open Subtitles | أليس هو الشخص الذي لقي حتفه عندما سقط من درجات السلم العالية |
1931'deki esas seferdeki herkes kazıdan sonraki bir yıl içinde Öldü. | Open Subtitles | كل فرد ببعثة التنقيب الأًصلية لقي حتفه عام 1931 |
Daha yere düşmeden ölmüştü. | Open Subtitles | لقي حتفه قبل أن يلمس الأرض |
Ve maalesef, o genç adam görev başında öldürüldü. | Open Subtitles | ولسوء الحظ، فذاك الشاب لقي حتفه وهو على رأس العمل |
Saat bin dokuz yüze* vurduğunda ölmüş. | Open Subtitles | و بحلول الساعة السابعة مساءاً لقي حتفه. |
Bu hasta, saldırı sırasında ölmüş. | Open Subtitles | ذلك المريض لقي حتفه أثناء الاعتداء |
Ama köyü korurken ölmüş diye duydum. | Open Subtitles | لكن سمعتُ أنه لقي حتفه وهو يحمي القرية |
ölmüş olması gerekirdi. | Open Subtitles | من المفترض أنه لقي حتفه |
Burada ölmüş ya. | Open Subtitles | العاجز الذي لقي حتفه هناك. |
Bir kaç gün önce bir laboratuara zorla girerken, ekip üyelerinden birisinin öldüğünü gören bu züppeler niçin beş para etmeyen laboratuar malzemesi için aynı laboratuara girme riskini alıyor? | Open Subtitles | لماذا ودّ أحدهم اقتحام المختبر منذ عدة أيام ؟ رغم أن واحدٌ منهم قد لقي حتفه ثم يخاطرون مرةً أخرى باقتحام ذات المختبر |
Onu Fort Detrick'teki biyolojik kontaminasyon tesislerine götürdüklerini ve orada öldüğünü sanıyoruz. | Open Subtitles | فلقد أخذوه إلى منشأة الاحتواء الحيوي الخاصة بهم في فورت ديتريك و نفترض أنه لقي حتفه هناك |
Başkanın öldüğünü biliyorsunuz. | Open Subtitles | أنتم تعرفون ان الرئيس لقي حتفه. |
Uçak kazasında ölen oğlu hakkında! | Open Subtitles | كنت أقصد الابن الذي لقي حتفه في حادث تحطـّم طائرة. |
Fakat en kötüsü de, babamın yaptığı şeyden ötürü ölen insanları tanıyan kişilerle tanışmak. | Open Subtitles | لكن أسوأ شيء أن تلتقي بشخص كان على معرفة بشخص لقي حتفه بسبب فعلة أبي |
Orada eksi 60 derece sıcaklıkta soğuk ve bitkinlikten Öldü. | Open Subtitles | وهناك,وفي درجة حرارة ستين تحت الصفر لقي حتفه من البرد والإعياء |
- Biz oraya varmadan önce ölmüştü. | Open Subtitles | -لقد لقي حتفه قبل أن نصل |
Başındaki, saat üç nöbetçisi öldürüldü. | Open Subtitles | رجل حراسة الساعة الثالثة لقي حتفه |