Ve Hunter bir sürü sebepten ötürü seni fena benzetirdi. | Open Subtitles | و هانتر لو كان حيّا سيقوم بضربك لكثير من الأسباب |
Bir kız, bir erkekten bir sürü sebepten dolayı hoşlanabilir. | Open Subtitles | يمكن للفتاة أن تنجذب لأحدهم لكثير من الأسباب |
Ben istemem, taşaklarım daha birçok şey için bana lazım. | Open Subtitles | انا لا اريد ذلك، انا احتاج خصيتاي لكثير من الاشياء |
Bu birim, tüm HYB mahkum ziyaretlerinin İngilizce olmasını dayatıyordu ki bu durum, birçok müslüman aile için fazladan zorluk demekti. | TED | تصر الوحدة أن يتم إعتماد الانجليزية عند زيارة سجين بالوحدة، والذي يعتبر معاناة إضافية لكثير من الأسر المسلمة. |
Eğer dünyanın çoğu için iyi şeyler olursa, iyi şeyler olabilir | TED | الأشياء الجيدة التي تحدث ، تكون جيدة لكثير من بلدان العالم. |
Sen çok şanslısın. Hindistan'da pek çok düğün görmüş olmalısın. | Open Subtitles | يجب أن كنت قد تعرضت لكثير من حفلات الزفاف الهندي |
Bugün çok fazla arayana geri dönmedim, çünkü yoktum. | Open Subtitles | لم نستطع معاودة الاتصال لكثير من المكالمات لأنك كنت غائبًا اليوم |
Bir sürü insana zarar verdi. Onu seven insanlara. | Open Subtitles | لقد تسبب بالاذئ لكثير من الناس, الناس الذين أحبوه |
Çok aileyi ağlattım. Bir sürü bela herifin ciğerini gözümü bile kırpmadan söküp aldım. | Open Subtitles | سببت الحزن لكثير من العوائل ذبحت الكثير من مثيري الشغب |
Artı bir sürü paralı abazan kadın tanıyorum. | Open Subtitles | علاوة على معرفتي لكثير من النساء اللوتي يملكن المال ويرغبن بذلك |
Etrafta uygun bir sürü insan var. | Open Subtitles | يوجدا لكثير من الرجال المناسبين في الخارج |
birçok insan için şehirleşme büyük bir dehşet | TED | الآن، بالنسبة لكثير من الناس، يسبب التحضر حيرة كبيرة. |
Ve bu birçok deniz türünün kitlesel yokoluşuyla çakıştı. | TED | وتزامن ذلك مع الانقراض الجماعى لكثير من الفصائل البحريه. |
Ve dünyadaki birçok insan için bu ev, bu mahalle -- bir rüya. | TED | وبالنسبة لكثير من الناس في العالم، هذا المنزل، هذا الحي -- هو حُلم. |
Refleksif olan bu ilişkilendirme, güzelliğin birçok sosyal etkisi olmasındaki biyolojik tetikleyici olabilir. | TED | وهذه الاتحاد الغرائزي قد يكون الزناد البيولوجي لكثير من الآثار الاجتماعية للجمال. |
çoğu insan için uyan zilinin bir hastalık biçiminde geldiğini sanıyorum. | TED | وأعتقد أن لكثير من الناس، هذا التنبيه يأتي على هيئة مرض. |
çoğu insan için bu demek oluyor ki keşke ailem ve çocuklarımla daha çok vakit geçirseydim. | TED | هذا يعني لكثير من الناس: أتمنى لو قضيت وقتاً أكثر مع عائلتي وأطفالي وهم يكبرون |
Bu sayı çoğu kişi için çok az veya sıfırdır. | TED | وربما سيكون العدد قليل أو لا يوجد أحد لكثير من الناس. |
Yakın bir zamana değin, pek çok kadının çalışmaya veya eğitim görmeye izni yoktu. | TED | حتي وقت قريب، لم يكن يسمح لكثير من النساء العمل أو طلب العلم. |
CA: Sol kesimdeki pek çok kişi yaptığı yorumlara rağmen kadınlardan bu kadar çok oy almasına şaşırdı. | TED | كريس أندرسن: الأمر محير لكثير ممن يُحتسبون على اليسار أن الكثير من النساء صوتت له، بغض النظر عن تعليقاته. |
çok fazla bombalama delilik ama Kuveyt'i kurtarmak değil. | Open Subtitles | لكثير من القصف سيء، لكنه لن ينقذ الكويت. |
Bu gibi adamlar kızların çoğuna numarasını verirler. | Open Subtitles | الشباب مثله يعطون ارقامهم لكثير من الفتيات |
Birinden kemik iliğini bağışlamasını istemek çok şey demek. | Open Subtitles | إنه لكثير أن تطلب من أحد التبرع لنخاع عظمه |
Şimdi, bir çok yorumcuya göre kültürel adaptasyon birikimi ya da sosyal öğrenme hikayenin sonudur. | TED | لكثير من المعلقين، التأقلم الثقافي المتراكم، أو التعلم الاجتماعي، هو نهاية الحكاية. |
bir çok kişi için sürpriz olan ikinci sonuç... ...karıncalar gerçekten görevleri değişiyorlardı. | TED | والنتيجة الثانية، حيث كانت مفاجأة لكثير من الناس، وهي أن النمل في الواقع يتبادلون المهام. |