Size bunu söyleyebilmeyi isterdim fakat hapishane, peri hikayesi dünyası değildir. | Open Subtitles | أتمنى أن أقول لكم ذلك لكن السجن ليس قصة من القصص الخياليه |
- Elbette, öyle. - Bence değil ve Size bunu kanıtlayacağım. | Open Subtitles | طبعاً نحن نعتقد أما أنا فلا أعتقد وسأثبت لكم ذلك |
Kimse otelin ön tarafında olmamalı. Size bunu söylemiştim. | Open Subtitles | لا أحد يكون في مقدمة الفندق لقد قلت لكم ذلك |
Ama Bunu size söyleseydim on beş tane getirirdiniz. | Open Subtitles | لكن، إذا قلت لكم ذلك كنتم ستحضروا خمسة عشر |
Bunu size anlatma sebebim, bu işin ciddi riskleri olması. | Open Subtitles | ـ أنا أقول لكم ذلك لأن هناك خطر عظيم يرافق هذا العمل |
Mutlaka bir nedeni olmalı. Bir dahaki kent toplantısını yapacağım. Sana bunu söyleyebilirim. | Open Subtitles | أناسأثيرذلكفي اجتماع البلدة المقبل، اؤكد لكم ذلك / ط |
"Burda hiçbir yarrak yalamadın, Sana bunu söyliyim. | Open Subtitles | "حسنا، أنت لا امتص لم ديك أكثر من هنا، سأقول لكم ذلك. |
Size bunu mantıklı bir biçimde anlatayım hemen. | Open Subtitles | ولكن اعلونى اشرح لكم ذلك بالمنطق |
Size bunu söyleyebilirim. | Open Subtitles | أؤكد لكم ذلك. |
Size bunu söyleyeyim. | Open Subtitles | سأقول لكم ذلك. |
Şimdi, demek istediğim bu iyi bir teori gibi görünüyor, fakat uzun bir süre konuşabilir ve size birçok şey anlatabilirim ve bunların bir kısmı doğru olabilir fakat bence Bunu size burada canlı olarak gösterseydim daha iyi olurdu. | TED | قد تبدو هذه النظرية مقنعة ويمكنني أن أتحدث مطولًا وأقدم معلوماتٍ قد يكون بعضها صحيح ولكن من الأفضل أن أبرهن لكم ذلك مباشرةً |
Bunu size anlaşılabilecek en kolay terimlerle açıklamama izin verin. | Open Subtitles | واسمحوا لي أن أشرح لكم ذلك... من حيث حتى العادي يمكن أن يفهم |
Üzgünüm, Bunu size söyleyemeyiz. | Open Subtitles | أنا آسف لا يمكننا أن نقول لكم ذلك |
Bırakın bu işte olsun, göstereyim Bunu size. | Open Subtitles | ودعوني أثبت لكم ذلك |
Sana bunu söyleyebilirim. | Open Subtitles | استطيع ان اقول لكم ذلك. |
- Sana bunu söyleyemem. | Open Subtitles | - لا أستطيع أن أقول لكم ذلك. |