Biliyorum çok şey istiyorum, Ama uzun zamandır ona âşık. | Open Subtitles | أعلم أنني أطلب الكثير، لكن إنه يحبها منذ وقت طويل |
Biliyorum bu şey gereksiz, Ama bu bir çeşit benim hayatımın işi. | Open Subtitles | أعلم بأن هذا الشئ يعتبر تطفلاً، لكن إنه نوعاً ما، طريقة حياتي |
Onu tanıdığımı sanıyordum. Hatta tanıdığıma emindim Ama sadece bir reklammış. | Open Subtitles | ظننتُ إنّي أعرفها، كنت واثقاً بإنّي أعرفها، لكن إنه مجرد إعلان. |
Bir içim su Ama hiç etrafta değil ve ortaya çıktığında da sadece vampirlerden konuşmak istiyor ve... | Open Subtitles | .. لكن .. إنه فقط .. ليس موجوداً بالجوار أبداً وحينما يكون موجوداً ، كل ما يريد التحدث بشأنه يكون عن مصّاصي الدماء |
Evet, Ama bıktım artık buradan. | Open Subtitles | أجل , لكن إنه فقط عندى ذلك فى هذا المكان |
Daha sonra ne yapacağımı bilmiyorum, Ama bölümüm işe yarar, bilirsin. | Open Subtitles | لا أعلم ماذا سأفعل لاحقًا لكن إنه سهل، لنرى. |
Bencillik gibi göründüğünü biliyorum Ama buna ihtiyacım var. | Open Subtitles | أعلم أن هذه تبدو أنانية لكن إنه ما أريد فحسب أيناسبك؟ |
Ne olduğunu bilmiyorum Ama seni görmek güzel. | Open Subtitles | أنا لا أَعْرفُ لِماذا هذا لكن إنه لأمر حَسنُ رُؤيتك |
Evet, Ama... gerçekten bu gece sana ihtiyacı var, bu yüzden | Open Subtitles | أجل لكن إنه يحتاج فعلا لرؤيتك الليلة إذا |
Evet, Ama... gerçekten bu gece sana ihtiyacı var, bu yüzden | Open Subtitles | أجل لكن إنه يحتاج فعلا لرؤيتك الليلة إذا |
Doğru, Ama hiç olmazsa düğüne gitmesine izin verdiler. | Open Subtitles | أجل، لكن إنه لمحظوظ أنهم سمحوا له بالحضور أصلاً |
Yani, bu konuda seninle gurur duymuyor değilim, Ama uzun zaman ayrı kalmak berbat bir durum. | Open Subtitles | أنا أعني، إني أفتخر بك وكل شيء، لكن إنه لأمر سيء أننا مفترقين كل الوقت .أعلم ذلك |
Yani, buna mecburdun Ama hastaneler ürkütücü ve tuhaf. | Open Subtitles | أقصد، أنا أعرف أنه كان يجب عليك لكن إنه مخيف و غريب |
Ama mesajlarını sık kontrol eder. Yakında arayacaktır. | Open Subtitles | لكن, إنه يتفقده بشكل جيد، لذا أنا واثقة بأنه سيجيب علينا. |
Pekala, biliyor musun kendimi baloda düşündüğümden değil Ama beklediğim gibi. | Open Subtitles | إذا أنت تعلمين ليس كما تخيلت وقتي في الحفل لكن, إنه يعادل |
Söylediğim kadar fazla değil, Ama iş görür. | Open Subtitles | اسمعي ، ليس بالقدر الذي اتفقنا عليه ، .. لكن إنه أفضل من لاشي |
Louis'nin yakın zamanda bana yüzük almasını beklemiyorum Ama bu hayatımda gördüğüm en güzel şey. | Open Subtitles | ليس كأنني توقعت من لويس ..أن يجلب لي خاتما بهذه السرعة، لكن إنه أجمل شيئ رأته عيناي |
Merhametini anlıyorum, Ama bunun olmasını istiyoruz. | Open Subtitles | أنا أشعر بشفقتك ، لكن إنه ما نريد من الأمور |
Yani, Holly'nin Z-dalgası izi hala orada Ama sadece bir kısmı hesaplanabilir durumda. | Open Subtitles | أعني، اثر موجة زي لــ "هولي" لازال موجوداً، لكن إنه مجرد جزء ذائب |
Son zamanlarda biraz garip davranıyordu. Garip davranışları her zaman vardı Ama sanki... | Open Subtitles | إنه يبدو غريباً قليلاً مؤخراً ، لكن إنه غريب دائماً لكن لايبدو ... |