ama gerçek şu ki, kabul töreni olmadan ekibe katılamazsın. | Open Subtitles | لكن الحقيقةَ أنت لا تَستطيعُ الإِنْضِمام إلى حتى تَمْرُّ بالتلقينِ. |
ama gerçek şu ki kocamın ciddi bir kokain sorunu vardı. | Open Subtitles | لكن الحقيقةَ... زوجي كانَ مدمناً للكوكايين |
Aslında, sanırım seni saygıdeğer bir düşman olarak selamlamalıyım, ...ama gerçek şu ki, senden nefret ediyorum. | Open Subtitles | اعتقد انه يجب ان احييك لانك خصم جدير بذلك ... لكن الحقيقةَ انا اكرهك حقا |
Bakın, çabanızı takdir ediyorum ama gerçek şu ki her biriniz çok muhteşem ve çok özelsiniz, ve ben değilim. | Open Subtitles | sokka: النظرة , i يُقدّرُ إنّ الجُهدَ، لكن الحقيقةَ كُلّ منك مُدهِشُ جداً وخاصّ جداً، ولَستُ. |
ama gerçek şu ki Jodhaa ve Ekber, birlikte sessizce tarih yazdılar! | Open Subtitles | لكن الحقيقةَ ان جودا وأكبر، سوية ... بشكلصامت... |
ama gerçek şu ki, bunu yapmak zorunda kaldı. | Open Subtitles | لكن الحقيقةَ هي أنها قُيدت إليه |