Ama gerçek şu ki; hiç bir şey garanti değildir. | Open Subtitles | لكن الحقيقة هي أنه لا شيء مضمون في هذه الحياة |
Ama gerçek şu ki bir sevgili olabilir ama bir eş olamaz. | Open Subtitles | لكن الحقيقة هي أن الزوجة يمكنها القيام بما لا تقوم به الحبيبة |
Ama gerçek şu ki, evde eşlik edecek birinin olmasını özledim. | Open Subtitles | لكن الحقيقة هي أنني تعودت على امتلاك صديقة حميمة في المبنى |
Fakat, Gerçek şu ki, ondan sonra, neredeyse uyanık olduğum her dakikayı bu hayali kovalayarak geçirdim. | TED | لكن الحقيقة هي انني قضيت كل لحظة استيقاظ تقريبا منذ ذلك الحين اطارد تلك الرؤية. |
Ama işin aslı sen de elektronik mağazasında çalışan bir ahmaksın. | Open Subtitles | و لكن الحقيقة هي أنك فقط أخرق تعمل في متجر للإلكترونات |
Ama işin gerçeği eski sevgilinle arkadaş olmaya çalışmak göründüğünden çok daha zor. | Open Subtitles | لكن الحقيقة هي محاولة أن تكون صديقاً لعشيقتك السابقة أصعب مما يبدو |
ama işin doğrusu, burada kurtarılması gereken benim. | Open Subtitles | لكن الحقيقة هي أن الوحيد الذي يحتاج إلى الانقاذ |
Yazar olduğumu iddia edebilirdim Ama gerçek şu ki bir devlet kurumunda çalışıyorum. | Open Subtitles | يمكنني الادعاء بأنني كاتب لكن الحقيقة هي انا اعمل في مكتب الخدمات المدنية |
Ama gerçek şu ki, dün olanlardan sonra kimse kullanmak istemiyor. | Open Subtitles | لكن الحقيقة هي أن لا أحد يريد استعماله, ليس بعدما حصل أمس. |
Bazı zamanlar zor, Chloe ve herkesten saklamak Ama gerçek şu ki; daha önce kimse bana o kadar güvenmemişti. | Open Subtitles | إنه شئ صعب في بعض الأوقات و أن اخبأه عن كلوي وكل الآخرين و لكن الحقيقة هي أن لا احد وثق بي بهذا القدر من قبل |
Bu adamlar için savaşıp duruyorsun, Ama gerçek şu ki sana ihtiyaçları yok. | Open Subtitles | أنت , أنت تقاتل , و أنت تقاتل من أجل هذه العائلة , لكن الحقيقة هي أنهم لا يحتاجونك |
Ama gerçek şu ki... Soyut bir tutum... benimsedim. | Open Subtitles | لكن الحقيقة هي أني كنت قادرة على تبني مواقف صعبه |
Gwen'lerin evine koşarak özür dilediğimi söylemek isterdim, Ama gerçek şu ki, başımın belaya girmesini istemedim. | Open Subtitles | أود القول انني هرعت الى منزل غوين لأعتذر ــ لكن الحقيقة هي لم أشأ التورط في متاعب ــ لم أصبها |
Geçen seferki öyküme bayıldığınızı biliyorum Ama gerçek şu ki, o benim değildi. | Open Subtitles | اعلم انكم احببتم قصتي السابقة و لكن الحقيقة هي انها ليست لي |
Gerçek bir ilişki istediğimizi söylüyoruz ama, Gerçek şu ki ikimizden biri de bir fedakarlıkta bulunmak istemiyor. Kafam karıştı. | Open Subtitles | لكن الحقيقة هي بأنه لا أحد منا مستعد للتضحية |
Fakat gerçek şu ki sizi uyarmalıyım. | Open Subtitles | لكن الحقيقة هي أني جئت لكم من قبل بتحذير |
Fakat gerçek şu ki, Geçit Programı, sorumlu kişilerden eskisi kadar destek görmüyor. | Open Subtitles | لكن الحقيقة هي , برنامج بوابة النجوم فقط لايحظى بالدعم, إنها تستخدم فقط من الناس المسؤولين |
Ama işin aslı, kariyerinizde hızla ilerlemek için beni kullanmak istemiş olmanız. | Open Subtitles | لكن الحقيقة هي أنت تستغلني لتسريع مسيرتك المهنية |
Ama işin gerçeği, insanlar nesneleri farklı görebilir. | Open Subtitles | لكن الحقيقة هي أن الناس قد ترى الأمورعلىنحومختلف، |
Beni bu davaya koydun çünkü siyahi bir yüz istedim ama işin doğrusu hiç siyahi birinin konuşmasını istemedin. | Open Subtitles | أتعلمين، أنتِ أخذتني لهذه المحاكمة لأنكِ اردتِ وجه أسود، لكن الحقيقة هي أنكِ لم تحتاجين لصوت شخص أسود. |
Hepinizin kocaya ihtiyacımız yok diyeceğinizi biliyorum... .. ve kocaya ihtiyacım yok dediğinizi biliyorum Ama doğrusu,kocanız olamıyor. | Open Subtitles | أعلم أنكن تدّعين بأنكن في غنىً عن الرجل و لكن الحقيقة هي أنكن عاجزات عن الحصول على رجل |
ama aslında gerçek şudur; bizler cerrah oluruz çünkü içimizde, derinlerde bizi rahatsız eden şeyi kesip atabileceğimiz düşünürüz. | Open Subtitles | , لكن الحقيقة هي , نصبح جرّاحين لأنه بمكان ما بأعماقنا . . نظن أننا تغلبنا على ما يطاردنا |
ama gerçekte duvar insanların hayatlarını kesiyor. | TED | لكن الحقيقة هي أن الجدار يخترق حياة الشعوب. |