Eric, denkleme askeriyeyi hemen dahil etmek istedi, ama Başkan, askeri harekatı düşünmekte bile isteksizdi. | Open Subtitles | إريك أراد أن يكون الجيش في وضع الإستعداد و لكن الرئيس لم يفكر حتى في العمليات العسكرية |
ama Başkan engel teşkil ediyordu. | Open Subtitles | لكن الرئيس كان يمثّل عائقاً لقد فعلنا الشىء الضرورى |
Acil bir haber var ve biz ne olduğunu bilmiyoruz, ama Başkan 10.30'da televizyonda olacak | Open Subtitles | هناك خبر عاجل ونحنُ لا نعرف ما هو حتّى الآن لكن الرئيس سيظهر على التلفاز الساعة العاشرة والنصف |
Evet Tom. ama şef Monroe polisin gereken her şeyi yapacağını söylüyor. | Open Subtitles | أنا توم، لكن الرئيس مورو يبقي الشرطة تعمل ما هو ضرورياً |
Üzgünüm ama şef röportaj yapmayacak. | Open Subtitles | آسفة ، لكن الرئيس لن يقوم بمقابلات صحفية |
Başta aklımızda değildi ama Başkan bu yolu tercih etme ihtimalimize binaen hakkında bilgi toplatmamı istedi. | Open Subtitles | حسنٌ ، لم نأخذها على محمل الجد في البداية لكن الرئيس طلب مني فحص خلفيتها في حال أردنا سلك هذا الطريق |
ama Başkan Grant günün bir kutlama günü olmadığını açıkça ifade etti. | Open Subtitles | لكن الرئيس غرانت أوضحها كوضوح الشمس من نبرته أن هذا اليوم ليس للشماتة |
Ani geliş için özür, ama Başkan Bernay dayanamıyor. | Open Subtitles | آسف على الدخول لكن الرئيس لا يمكن السمع |
ama Başkan bilmenizi istemedi. | Open Subtitles | لكن الرئيس لم يكن يشأ بأن تعرفي |
- Ben bir Amerikan vatandaşıyım... ama Başkan Roosevelt, bütün hürmetimle söylüyorum, yasaları yapamaz. | Open Subtitles | ـ مهلًا، أنا مواطن أمريكي، لكن الرئيس (روزفلت) مع فائق أحترامي، لا يضع القوانين. |
ama Başkan dışarı çıkmamızı söylüyor. | Open Subtitles | لكن الرئيس يأمرنا بالإجلاء |
Geri çekmeye çalıştım ama Başkan ciddi şekilde Percy'nin kellesini istiyor. | Open Subtitles | حاولت أن أجعلهم يعدلون عن القرار، لكن الرئيس حقًا يريد موت (بيرسي). |
ama Başkan Monroe o gişeyi dedeme verdiydi. | Open Subtitles | لكن الرئيس (مونرو) أعطى (بوابة رسم المرور لجدي و (كوينسي آدامز |
Affedersiniz Yüzbaşı ama Başkan Drek çok kurnazdır. | Open Subtitles | ـ أجل معذرةً يا كابتن، لكن الرئيس (دريك) شخص ماكر |
ama Başkan seni takdir ediyor. | Open Subtitles | لكن الرئيس يقدرك |
Kyrkistan'la üyelik ve iş birliği anlaşmaları var ama Başkan Aberjan son zamanlarda tam bir diktatör gibi davranıyor. | Open Subtitles | .. لديهم شراكة .. وتعاون مع كيركستان .. لكن الرئيس (أبيرجان) كان يتصرف |
Kyrkistan'la üyelik ve iş birliği anlaşmaları var ama Başkan Aberjan son zamanlarda tam bir diktatör gibi davranıyor. | Open Subtitles | .. لديهم شراكة .. وتعاون مع كيركستان .. لكن الرئيس (أبيرجان) كان يتصرف |
Üzgünüm size de kasabayı boyda boya geçirdik ama şef erkenden hazırlanmanızı istedi. | Open Subtitles | آسف لجعلك تأتي مسرعا ، لكن الرئيس أراد أن تحضر مبكرا |
Sınava filan girmiş ama şef terfi ettirmemiş. | Open Subtitles | هو أداء أختباراته وكل شيء لكن الرئيس لم يرقيه |
Departman kuralları haklı olduğunu söylüyor ama şef yine de emekli oluyor. Biraz şüphe uyandırıcı. | Open Subtitles | قانون القسم يسمح بهذا لكن الرئيس إستقال رغم ذلك، هذا يثير التساؤل |