Haddimi aşmak istemem efendim... Ama dışarıdaki insanların ne dediği umurumda değil. | Open Subtitles | لا أقصد تجاوز الحدود، سيدي لكن الناس في الخارج لا أبالي بكلامهم |
Ama dünyadaki bütün insanlar birilerinin en adil yargıyı uyguladığının farkına vardı bile. | Open Subtitles | لكن الناس في جميع أنحاء العالم يشعروا بأن شخص ما ينفذ الحكم العادل عليهم |
Dışarıdan bakınca, kendi halinde insanlar gibi görünürler Ama içine girdiğinde anlarsın ki, her dakika yaptığın her şeyi herkes bilir. | Open Subtitles | لاأحد من الخارج يتطفل حولنا لكن الناس في الداخل تريد دائماً معرفة عملك في كل دقيقة من اليوم |
Bir yuva bulmak için buraya getirilmiş Ama köpek sahibi olmak isteyen pek insan bulunmaz. | Open Subtitles | لأجل بديل لكن الناس في الغالب لايتبنون كلاباً بالغه |
"Ama kalpleri masum." "Onlar zamanlarını Ganga(Ganj Nehri)da geçirirler." "Onlar Ganga sakinleri" | Open Subtitles | ولكن قلوبهم بريئه لكن الناس في باناراسي لهم تصرفاتهم الخاص |
"Ama Banarasi insanlarının kendilerine özgü tavırları vardır." | Open Subtitles | لكن الناس في باناراسي لهم تصرفاتهم الخاص |
"Ama Banarasi insanlarının kendilerine özgü tavırları vardır." | Open Subtitles | لكن الناس في باناراسي لهم تصرفاتهم الخاص |
Ama pek ne dediğini bilmez kimse çünkü gerçekten uğraşması zor. | Open Subtitles | لكن الناس في الحقيقة لايعرفون حقاً ما الذي يتحدثون عنه لأنه من الصعب عمله |
Ama bu partideki insanlar köpeklerle kafayı bozmuş. | Open Subtitles | لكن الناس في هذهِ الحفلة أنهم مهووسون جداً بالكلاب |
Bu tarz bıçakları hapishanede de gördüm Ama oradakiler genellikle kendilerine kullanmaz. | Open Subtitles | رأيت سكاكين كهذه في السجن لكن الناس في السجن عادة لا يستخدمونها على أنفسهم |
Ama bu toplum tacizlerden bıkıp kendi kendine inzivaya çekilmiş. | Open Subtitles | لكن الناس في هذا المجتمع ، سئموا المضايقات . لذلك قرروا عزل أنفسهم |
Ama bu kasabadaki insanlar, onlar hep yalan söyler. | Open Subtitles | لكن الناس في هذه المدينة، أنها تكذب طوال الوقت. |
Neler oluyor bilmiyorum Ama asansördeki insanlar garip garip baktı bana. | Open Subtitles | لا أعلم ما الذي يجري لكن الناس في المصعد كانوا يسخرون مني |
Önce karşı çıkmıştım Ama Söğütler'deki insanlar, Oglander'lar ısrar ettiler. | Open Subtitles | في البداية عارضت الفكرة و لكن الناس في بيت ويلوز آل "أوغلاندرز" أصروا على ذلك و لكنني قلق من الدعاية |
Feromonun etkisi geçene kadar onu kaçırıp uzağa götürürdüm Ama kendi gezegenindeki insanlar hastalanmaya başlamışlar. | Open Subtitles | يمكن أن أخطفة ...وآخذه بعيدا لمكان ما ...حتى يزول الفيريمون... لكن الناس في كوكبة بدأو يمرضون |
İnsanlar bunu yırtabilir, karalayabilir hatta üzerine işeyebilir, tabii bazıları bunun için falza yüksek Ama... sonuçta galeri sahibi sokaktaki insanlar. | TED | الناس بامكانهم تمزيقها,ركلها, او حتى التبول عليها -- بعضها تبدو عالية لعمل شيء كهذا,اتفق معكم-- لكن الناس في الشارع, هم القيمون عليها. |
Biliyorum, Ama... insanlar genellikle narindir. | Open Subtitles | ...أعرف, و لكن الناس في معظمهم بسطاء |
Biliyorum Ama Hemlock Grove'daki insanların sana ihtiyacı var. | Open Subtitles | أعلم, لكن الناس في ( هيملوك غروف ) تحتاجك |