Beceremedikleri için hiçbir zaman uzağa gidemezler. Ama aslında bunu istemezler. | Open Subtitles | لا يبتعدون قطّ لكونهم لا يقدرون، لكن بالواقع لكونهم لا يريدون. |
1980'lerde Wade Burke en iyi öğrenci ödlünü kazandı Ama aslında defalarca yasaları çiğnemiş ve bunun üstü kapatılmıştı. | Open Subtitles | في عام 1980,وايد بورك فاز بجائزة الطالب المثالي لكن بالواقع كانت لديه مواجهات متكررة مع القانون و التي تم إخفائها |
Foster Medikal Araştırma Laboratuvarı'nda çalışan bir bilim adamıydı Ama aslında S Müdürlüğü'ne bağlıydı, hükümetiniz için casusluk yapıyor ülkenizin biyolojik silah programında kullanılması için sırlarımızı çalıyordu. | Open Subtitles | كان عالما يعمل في مختبر يدعى الرعاية الطبية لكن بالواقع كان عضوا في منظمة تتجسس من اجل حكومتك |
- Ama aslında, Randall için değil-- - Başka birisiyle buluşacaktı. | Open Subtitles | (لكن بالواقع هي لن تغادر بسبب (راندال - بل كانت ستقابل شخصاً آخر - |
Ama aslında Piper tüm bu acı verme işini yapan senmişsin. | Open Subtitles | لكن بالواقع , (بايبر) كنت انت الشخص الذي يؤذي الجميع |
Ama aslında veriden başka bir şey değilsin. | Open Subtitles | لكن بالواقع ، أنت مجرد بيانات |
Ama aslında tamamen yalnızmışım. | Open Subtitles | لكن بالواقع كنت وحيدة تماماً |