Evet, sütten çıkmış ak kaşık değilim Ama hayatım cehennem gibi! | Open Subtitles | أعني، أنا لست بذلك الإشراق و قوس قزح لكن حياتي كالجحيم |
Kendimi hayatımın büyük bir bölümünü bir hastanenin arka koğuşunda geçirmiş olarak bulabilirdim Ama hayatım o şekilde ilerlemedi. | TED | وربما انتهى بي الأمر بقضاء معظم حياتي في جناح الخلفي للمستشفى، لكن حياتي لم تتحول هكذا. |
Ama hayatım tüm dünyayı fethedemeyecek kadar kısaydı. | Open Subtitles | لكن حياتي كانت قصيرة جدا لامتلاك العالم بأكمله |
Bak, keşke yardım edebilseydim, fakat hayatım karmaşa içinde. | Open Subtitles | اسمعوا، أتمنى أنني أستطيع المساعدة لكن حياتي.. في حالة فوضى |
Dinle, birbirimizi çok iyi tanımadığımızı biliyorum ama benim hayatım... | Open Subtitles | أنصتي، أعلم أن معرفتنا سطحيّة لكن حياتي تقريبًا بين يديك |
Ama hayatım boyunca sadece görünüşüme güvendim ve bunun diğer zamanlardan farklı olmayacağını düşündüm. | Open Subtitles | لكن حياتي كلها كانت تعتمد على مظهري و اعتقد انها ستكون مرة اخرى مثل بيقية الاوقات |
Bunu duyduğuma sevindim çünkü yaptığım şey o olabilir... Ama hayatım başka bir şey. | Open Subtitles | سعيد لسماع ذلك لأن وظيفتي هى عملي لكن حياتي هى هويتي |
Ama hayatım, kendi bakış açımdan dramla doluydu. | Open Subtitles | لكن حياتي - في نظري - مليئة بالدراما، أليس كذلك؟ |
Ama hayatım kurtulmuştu. | Open Subtitles | ـ و لكن حياتي تم إنقاذها ذلك اليوم |
Kusura bakma Ama hayatım hâlen tamamen bana ait. | Open Subtitles | عفوا لكن حياتي مازالت تخصني كثيرا |
Acı bir ironi Ama hayatım Whispers'a bağlı. | Open Subtitles | إنها مفارقة مؤلمة، لكن حياتي مرتبطة بـ "ويسبرز" |
Ama hayatım şu an oldukça karışık durumda. | Open Subtitles | لكن حياتي معقده جدا الان |
Ayrıca Bonnie birbirimize huzur vermiyoruz pek Ama hayatım sen içindeyken daha iyi. | Open Subtitles | ويا (بوني)، أعلم أننا نقوم بمضايقة بعضنا البعض، لكن... حياتي أفضل وأنتِ فيها. |
Cismim buradaydı Ama hayatım İrlanda'da sizinle birlikteydi. | Open Subtitles | "جسدي كان هنا، لكن حياتي في (أيرلندا) معكما". |
Yüzeysel olarak vardı Ama hayatım, bir parçası kayıp bir yapboz gibiydi. | Open Subtitles | ظاهرياً، كان لدي كل شئ، لكن... حياتي كانت مثل "الأحجية المقطعة" تنقصها قطعة، قطعة واحدة حيوية. |
"Sakalım harika, Ama hayatım korkunç." | Open Subtitles | "لحيتي جميلة لكن حياتي سيئة"... |
Daha 32 yaşındayım, bir zamanlar Daisy'i kaybettiğimi unutabilsem hâlâ büyük bir adam olabilirim Ama hayatım azizim, hayatım... | Open Subtitles | لقد بلّغت عامي الـ32 واستطيع ان ابقى رجل عظيم ... اذا استطعت للحظة ان انسى ,(انني فقدت (دايزي ...لكن حياتي ايها الصديق ...حياتي |
Biliyorum dostum, fakat hayatım burada mükemmel. | Open Subtitles | أعرف يا صديقي لكن حياتي مثالية هنا |
Öyle bir şey demedim ama benim hayatım da eşit bir şekilde önemli. | Open Subtitles | لم أقل ذلك لكن حياتي بنفس مقدار الأهمية |