Özür dilerim, rahatsız etmek istemem ama arkadaşım hasta ve zamanımız çok dar. | Open Subtitles | عذراً, لا أقصد إزعاجك لكن صديقي مريض و نحن نسير بخطه زمنيه دقيقه |
Olabilir... ama arkadaşım Bay Miller da seni matematikten kalan kız olarak görüyor. | Open Subtitles | ربما لكن صديقي السيد ميلر يراك كفتاة ترسب في مادة حساب التفاضل والتكامل |
Ben onun hakkında fazla bir şey bilmiyorum ama arkadaşım biliyor. | Open Subtitles | أنا لا أعرف الكثير عن ذلك. لكن صديقي يعرف عنها. |
Durumunun ne olduğunu bilmiyorum ama arkadaşımın seni görmek için bir nedeni yok. | Open Subtitles | لا أعلم ماهي نوع الأعمال التي تفعلينها هنا لكن صديقي لايحتاج اي شيء لرؤيتك |
Seni ilgilendirmez ama bu sabah erkek arkadaşım bana evlenme teklif etti. | Open Subtitles | لا شأن لك بهذا، لكن صديقي الحميم عرض عليّ الزواج صباح اليوم |
Evet, ama benim arkadaşım bu.. ..lanet sonuçlardan birinin kurbanı oldu. | Open Subtitles | لكن صديقي كان ضمن تلك العواقب التي لعنتها توًّا. |
Ama benim tanıdığım Sucre, telefonla arayıp beni de, o salakça firarına alet etmezdi, dostum. | Open Subtitles | يا رجل أتمنى العكس (لكن صديقي (سوكر لا يكلمني بالهاتف ليورطني في هروبه يا رجل |
Arka kapıya gidiyordum, ama arkadaşım önüme geçti. | Open Subtitles | كنت ذاهباً للباب الخلفي لكن صديقي سبقني إليه. |
ama arkadaşım müşterilerin tüzel harcamalarına erişebileceğimiz bir açık kapı bulmuş. | Open Subtitles | أي شيء عن مالكي العقارات، لكن صديقي وجد ثغرة للدخول إلى حسابات العملاء في الشركات |
Daha değil ama arkadaşım imzanızı almak istiyor. | Open Subtitles | ليس بعد و لكن صديقي هنا سيحب أن يحصل على توقيعك |
Birayla pek aram yoktur ama arkadaşım bu markaya kefil oldu. | Open Subtitles | لا أحب شرب الجعة كثيراً، لكن صديقي يثق بجودة هذه الجعة الهندية. |
ama arkadaşım bu basit bir eliminasyon sistemiyle degişmek üzere. | Open Subtitles | لكن صديقي سيغير كل ذلك ببساطة... عملية إزالة |
ama arkadaşım bu basit bir eliminasyon sistemiyle degişmek üzere. | Open Subtitles | لكن صديقي سيغير كل ذلك ببساطة... عملية إزالة |
Ben rom imalathanesini gezmek istiyorum ama arkadaşım dindar bir çatlağın teki. | Open Subtitles | أريد التجول عند مصنع "الروم" لكن صديقي متطوِّع |
ama arkadaşım içeride! -Hayır, hayır. | Open Subtitles | لكن صديقي بالداخل لا، لا. |
Ne olursa olsun seni orada arayacaklardır. Evet, biliyorum. ama arkadaşım Josh öyle biridir ki... | Open Subtitles | أجل أنا أعرف و لكن صديقي (جوش) شخص لن يغادر من دون ترك ملاحظة |
ama arkadaşım öleceğini biliyor. | Open Subtitles | لكن صديقي يعلم بأنه سيموت |
Ne olursa olsun seni orada arayacaklardır. biliyorum. ama arkadaşım Josh öyle biridir ki... | Open Subtitles | أجل أنا أعرف و لكن صديقي (جوش) شخص لن يغادر من دون ترك ملاحظة |
16yaşındayken bakireydim.Ama erkek arkadaşım seks yapmak istedi | Open Subtitles | عندما كنت في السادسة عشر لم افقد عذريتي لكن صديقي, اراد ممارسة الجنس |
Belli ki ölen adam senin arkadaşın ama benim arkadaşım... | Open Subtitles | جليًّا أن الفقيد كان صديقكم، لكن صديقي هذا... |
Ama benim tanıdığım Sucre, telefonla arayıp beni de, o salakça firarına alet etmezdi, dostum. | Open Subtitles | يا رجل أتمنى العكس (لكن صديقي (سوكر لا يكلمني بالهاتف ليورطني في هروبه يا رجل |