O kadar sıkıcıydı ki, uyanık kalmak için broşür okumak zorunda kaldım. | Open Subtitles | لقد كان ممل واضطررت لقراءة الكتيّبات فقط لكي أبقى مستيقظة |
Evinde kalmak için sana her gün 100 dolar verecegim. | Open Subtitles | سأعطيك 100 دولار في اليوم لكي أبقى في منزلكِ |
Şimdiyse, hayatta kalmak için ben bugün ne yapıyorum.. | Open Subtitles | لذلك قمت بما قمت به لكي أبقى على قيد الحياة و أصبح ما أنا عليه الآن |
Dikkatimi senden çalabilecek herkesten ve her şeyden uzaklaşabilmek için, tamam mı? | Open Subtitles | لكي أستطيع أن أتخلى عن أي شخص في هذا العالم وكل شيء يقوم بإشغالي عنك, فقط لكي أبقى معك |
Burada kalmak için bir sebebim yoksa tabi. | Open Subtitles | .إلا إذا كان هنالكَ سببٌ لكي أبقى |
Ayık kalmak için buna ihtiyacım var. | Open Subtitles | ما زلت أحتاجُ هذا الهراء لكي أبقى رصين |
Şimdi ise kalmak için herşeyimi veririm. | Open Subtitles | الآن سوف أفعل أي شيء لكي أبقى |
kalmak için hiçbir sebebim yok. | Open Subtitles | ليس لديّ سبب لكي أبقى هنا |
Onu hayatta kalmak için söylemiştim. | Open Subtitles | كنت أكذب لكي أبقى حيّة |
Hayatta kalmak için yapmak zorundaydım. | Open Subtitles | وجب عليّ ذلك لكي أبقى حيّة. |
- Hayır, seninle kalmak için. | Open Subtitles | -لا، بل لكي أبقى بجواركِ . |
-Amacım hayatta kalmak. | Open Subtitles | لقد صنعت لكي أبقى |
Benim görevim hayatta kalmak. | Open Subtitles | لقد صنعت لكي أبقى |
Dikkatimi senden çalabilecek herkesten ve her şeyden uzaklaşabilmek için. | Open Subtitles | لكي أبقى بعيدة عن أي شخص في هذه الحياة. وكل شيء آخر يقوم بتشتيت إنتباهي عنك. |