Kahraman Deniz babasına ne kadar cesur olduğunu kanıtlamak için büyük avluya gitmeye karar verdi. | Open Subtitles | قرر دينيز البطل أن يذهب لباحة المنزل لكي يثبت مدى قوت |
O kızını görmek ve ve karısına aktör olabileceğini kanıtlamak için çok istekliydi. | Open Subtitles | كان متحمساً لرؤيه أبنته و لكي يثبت لزوجته أن لديه ما يتطلبه ليكون ممثلاً |
Sence o Gen-O'nun virüsünün daha ölümcül olduğunu kanıtlamak için her ikisinide salıverecek kadar umutsuz muydu? | Open Subtitles | هل تعتقدين بأنه كان مفرط جدا بما يكفي لإطلاق الفيروسين؟ لكي يثبت أن فيروس جينو أخبث فقط؟ |
kanıtlamak için de, deneklerinden biriyle beslenmeye karar verdi. | Open Subtitles | لكي يثبت ذلك , قرّر أن يتغذى على أحد عيّنات أختبارة |
Bunu bana ajan olduğunu kanıtlamak için yaptı. | Open Subtitles | لقد فعل هذا لكي يثبت لي أن بإمكانه أن يصبح جاسوساً |
Bunu bana ajan olduğunu kanıtlamak için yaptı. | Open Subtitles | لقد فعل هذا لكي يثبت لي أن بإمكانه أن يصبح جاسوساً |
Yani kendini kanıtlamak için kızgınlığından benim dükkanımı yerle bir ediyor, öyle mi? | Open Subtitles | ..لكي يثبت نفسه هدم محلي أنا فقط في نوبة من الغضــب |
- Her zaman kendini kanıtlamak için can atar. | Open Subtitles | أنه دوماً يقول بارتكاب أعمال العنف لكي يثبت نفسه ويفرض سيطرته وهذا هو السبب الذي يدفع لــ إيقافه |
Kendini kanıtlamak için So istekli | Open Subtitles | مستعجل لكي يثبت نفسه |