Bunu sana söylemek için henüz erken. Hala yönetim kurulunun onayına ihtiyacım var. | Open Subtitles | بالطبع، من المبكر أن أقول لكِ هذا لا زلتُ بحاجة الموافقة من مجلس الإدارة |
Bu yüzden geldim. Sanırım Bunu sana söylemedim. | Open Subtitles | في الحقيقة هذا السبب الذي جعلني أعود للبيت لم أقول لكِ هذا حتى الآن |
Polis, Steve Jenks'i marketin yanındaki boş arazide Bunu sana niye açıklıyorum ki? | Open Subtitles | الشرطة أمسكت ستيف جينكس في الكثير من الحماقة فقط خارجاً , لماذا أنا أشرح لكِ هذا ؟ |
Sana karşı dürüst olmak istediğim için Sana bunu söylüyorum. | Open Subtitles | انا أقول لكِ هذا لأنني أريدُ أن أكون صادقاً. |
Aması yok, sadece... Sana bunu söylemek istedim. | Open Subtitles | لا يوجد لكن . . فقط أردت أن أقول لكِ هذا |
Sana bu içkiyi getirdim. Bana bir gülücük borcun yok mu sence? | Open Subtitles | جلبتً لكِ هذا المشروب ، الستِ تشعرين بأنكِ تدينين لي بأبتسامة ؟ |
Bu sana alarmlar çalmadan önce evden tam 15 metre uzaklaşmana izin verecek. | Open Subtitles | سيسمح لكِ هذا بالسير مسافة 50 قدمًا من البيت قبل أن ينطلق الإنذار |
Bunu sana geri vereceğim, tamam mı, ne kadar faiz istersen | Open Subtitles | سوف أردّ لكِ هذا المبلغ , حسناً بالفوائد التي تريدينها |
Hayır, o kadar yolu Bunu sana getirmek için geldim. | Open Subtitles | لا لقد قطعت كل هذه المسافة لأحضر لكِ هذا |
Bunu sana neden sordum biliyor musun? | Open Subtitles | هل تعلمين لماذا أقول لكِ هذا ؟ |
Nancy, vicdanını kaybetmeden Bunu sana söylemek istiyorum. | Open Subtitles | نانسي ، أقول لكِ هذا قبل أن تخسري روحك |
Sadece insanları korumaya çalışıyoruz. Bir toplantıya gelirsen, Bunu sana kanıtlarım. | Open Subtitles | تعالي الى الاجتماع وسأثبت لكِ هذا |
- Ne? Sonra da 40,000 dolar öğrenci kredisi borcu olan bir adam olduğum aklıma gelince, Sana bunu aldım. | Open Subtitles | ثمّ أدركتُ أنّي أعملُ كنادل بأجرٍ سنويّ بـ 40 ألف دولار و قرضٌ طلّابيّ، فأحضرتُ لكِ هذا عوضه. |
Sana bunu getiriyordum. Milyonlar kazanacağız. | Open Subtitles | كنت أحضر لكِ هذا نستطيع جنى الملايين |
Sana bunu söylemek zorunda kalmak istemezdim ama Ava... | Open Subtitles | - حسناً , لم أكن أريد أن أقول لكِ هذا يا آفا |
Sana bunu son kez söylüyorum tamam mı? | Open Subtitles | يا إلهي، سأقول لكِ هذا لأخر مرة، حسنا؟ |
Hatırlarsan Sana bu yeni telefonu aldık? | Open Subtitles | تذكرين لقد شرينا لكِ هذا الهاتف الجديد؟ |
Sana bu rolü almak için çok uğraştım. | Open Subtitles | ... لانّني عمِلتُ جاهِداً لأجلبُ لكِ هذا الدّور |
İşte. Bu sana ölü olmadığımı kanıtladı mı? | Open Subtitles | فى هذه الحاله ,هل أثبت لكِ هذا إننى لست ميت؟ |
- Doğru. Benimle yukarıda buluş eğer onu bulursan. - Tamamdır. | Open Subtitles | معك حق ، أبلغني إن توصلت إليه - لكِ هذا - |
Bayan Spalding bunu size söyleyen ben olmak istemezdim ama ablanızın eli yemek pişirmeye pek yatkın sayılmaz. | Open Subtitles | سيدة سبالدنج أكرهُ أن أكون الشخص الذي يقول لكِ هذا لكن أختكِ لا تمتلك موهبة الطبخ |
Bak, bunun senin için ne kadar önemli olduğunun farkındayım. Ama benim gözetimimde zarar görmeyeceksin, tamam mı? | Open Subtitles | أعلم بقدر كم يعني لكِ هذا الأمر بيدَ أنّك لن تتعرضين للأذى أمام ناظريّ |