Patronunu kurtarmak için bana attığın kazıktan ötürü sana iyilik borcum var. | Open Subtitles | الطريقة التي تخلصت بها مني لتنقذ رئيسك تجعلني أدين لك بمعروف. |
İyi tarafından bakarsan böyle yaparak sana iyilik etmiş oldum. | Open Subtitles | وأنظر للجانب المشرق، لقد إنتهى الحال بقيامي لك بمعروف |
Bu sana iyilik yapmak olur. | Open Subtitles | هذا وكأنى اقوم لك بمعروف |
Eğer bu dünyada sana iyilik borçlu olan birisi varsa o da Daniel Frye'dır. | Open Subtitles | إذا كان هناك أيّ أحد يدين لك بمعروف في (أرض الله الخضراء فهو (دانيال فراي |
Bana ayarladığın onca para, kendimi sana borçlu gibi hissediyorum, dostum. | Open Subtitles | كل ذلك المال الذي أعطيته لي أشعر أنني أدين لك بمعروف |
Aynen, eğer bunu yaparsan sana borçlu olurum. Rachel sen benim kızımsın. | Open Subtitles | تماماً وإن خدمتني بهذا فسأدين لك بمعروف |
sana borçlu olduğumu biliyorum. | Open Subtitles | أعرف أني أدين لك بمعروف |
sana borçlu olurum demiştim. | Open Subtitles | قلت لك إنني أدين لك بمعروف. |