Kızılderili eşyaları satmak. yılan yetiştirmek. | Open Subtitles | سيكون باستطاعتنا شراء بعض الآثار الهندية على الطريق ربما نفتتح مزرعة للأفاعي المجلجلة حتى |
Yakalanmadan önce, hayvan kontrol işindeymiş, bu da yılan olayını açıklıyor. | Open Subtitles | قبل اعتقاله كان يهوى ترويض الحيوانات وقد يكون مدرب للأفاعي |
At sürüyorduk, bir yılan yuvasının üzerine geldik. | Open Subtitles | كنا راكبين الأحصنة ثم توقفنا عند وكر للأفاعي |
Steve'e yıIan demek yılanlara hakaret olurdu. Bir de çimenlere. | Open Subtitles | كون (ستيف) في زي أفعى كان سيكون إهانة للأفاعي |
Hey, aşağıdaki yılanlara dikkat edin. | Open Subtitles | انتبه للأفاعي التي في الاسفل |
- Evet. - Yılanlar için. | Open Subtitles | أجل - للأفاعي - |
Eğer sessiz durursanız size burada sahip olduğumuz 40 farklı tür zehirli yılan hakkında bilgi verebilirim. | Open Subtitles | لو بقي الجميع هادئاً، فيمكنني إخباركم عن أكثر من 40 سلالة للأفاعي السامة التي نملكها هنا. |
Elimden bir tek onu yılan yemeği olmaktan kurtarmak geldi. | Open Subtitles | أقل ما يمكنني فعله هو إنقاذه من أين يصبح... وجبة للأفاعي. |
Bir yılan yemeği tarifim var. Enfes. | Open Subtitles | لدي وصفة لذيذة للأفاعي |
Bu yılan filan vurmak için mi? | Open Subtitles | لما هذا، للأفاعي وما شابه؟ |
Bu yılan filan vurmak için mi? | Open Subtitles | لما هذا، للأفاعي وما شابه؟ |
- Yemeklerse başka tabii. Burası bir yılan için yapılmış. | Open Subtitles | إذا كان طعاماً ، هذا للأفاعي |
- Sen cidden bir yılan severe benziyorsun. | Open Subtitles | أنا ! -من الموكد أنك تبدين كمحبة للأفاعي . |
Steve'e yılan diye hitap etmek yılanlara hakaret olurdu. | Open Subtitles | كون (ستيف) في زي أفعى كان سيكون إهانة للأفاعي |
Ah, yılanlara dikkat edin... | Open Subtitles | إنتبهوا للأفاعي... |
Yılanlar için. | Open Subtitles | إنه للأفاعي |