Bu halde benden bebek bakıcısı Prenses Droll olmam beklenmesin. | Open Subtitles | أنا لا يجب أن أكون راعية الأطفال للأميرة درول |
Bu halde benden bebek bakıcısı Prenses Droll olmam beklenmesin. | Open Subtitles | أنا لا يجب أن أكون راعية الأطفال للأميرة درول |
Prenses Suya hayatımdaki yerinin taze zencefil ve bir kase pirinç gibi olduğunu söylerdim. | Open Subtitles | وساقول للأميرة سو أنها مثل عجينة الزنجبيل الطازجة . فى وعاء أرز حياتى |
Bundan sonra Prensese ne yaptıkları hiç önemli değilmiş, çünkü hiçbir şey ondan bu mutluluğu geri alamazmış. | Open Subtitles | وبغض النظر عن ما فعلوه للأميرة لاشيئ يمكن أن يغيرها من وقت مضى. |
Eğer bu devam ederse, Prensese yetişemeyeceğiz. | Open Subtitles | إذا إستمر الوضع هكذا لن نكون قادرين على الوصول للأميرة |
Dün, mezarda prensesin bir resmini gördüm. | Open Subtitles | لكن البارحة رَأيتُ في قاعِ التوابيتَ صورة متشابهة تمام للأميرة المرسومة |
Gitardan sonra Hint Prensesi çalışması var. | Open Subtitles | بعد الفاتورة، سآخذ ذلك الشىء للأميرة الهندية |
Prenses Fiona'ya söyle, eşi, Efendi Shrek burada. | Open Subtitles | قل للأميرة فيونا أن زوجها السير شرك هنا ليراها |
Lilly Moscovitt, Prenses Mia'nın en iyi arkadaşı. Steng'de yolculuk edecek. | Open Subtitles | ليلي موسكوفيتس ، الصديقة المقربة للأميرة ميا تركب السيارة |
Prenses Mia'nın özel sürprizi sayesinde. | Open Subtitles | شكرا للأميرة ميا على المفاجأة الخاصة التي أعدتها لنا |
Gözü yaşlı Prenses için 2000 Dolar ile teklifleri açıyorum. | Open Subtitles | المُزايدة تبدأ عند 2.000 دولار للأميرة الباكية |
Seni şerefsiz, Prenses Euphemia'ya ne yaptın? | Open Subtitles | ما الذي فعلته للأميرة يوفيميا أيها الوغد ؟ |
Sen güzeller güzeli Prenses Panchali'nin vücut bulmus hâlisin. | Open Subtitles | أنت التجسيد الحي للأميرة الجميلة بانشالي |
İki tane köfte ve birkaç parça kızarmış tavuk alabilir miyim, peri Prenses için. | Open Subtitles | هل يمكنني أن آخذ اثنان بيرجر وبعض الدجاج للأميرة الصغيرة؟ |
Prens'in mücevherleri Ramat'tan dostları tarafından kaçırıldıysa eninde sonunda Prenses'e verilecekti. | Open Subtitles | إذا تركت جواهر أمير ً رام الله ً في أيد صديقة عاجلا أم آجلا سيقدمونها للأميرة |
Pekâlâ, 2 tane bira ve Prenses için de yarım buzlu beyaz şarap. | Open Subtitles | حسناً ، كوبان من الجعة ، ونبيذ أبيض مع نصف نصف معكب ثلج للأميرة |
Küçük kadın çok gizli bir yeri açmış ve Prensese bir gölge göstermiş. | Open Subtitles | وفتحتالمرأةمكاناسريا، وأظهرت للأميرة ظلا. |
Bir Prensese ait olan fotoğraflara. | Open Subtitles | الصور التي إلتقطت للأميرة كيف تعرف هذا ؟ |
Orada, mahzenin karanlığında, iki şövalye, bir şatoda hapsolmuş olan Prensese bağlılık yemini etti. | Open Subtitles | وهناك، في ظلام القبو، فارسان تعاهدا بولاء للأميرة التي حبست داخل القلعة |
prensesin yüzü bebek gibi ve gencecik ama yinede kendi çocuğunu doğurabilecek yaşta. | Open Subtitles | ذلك فقط لأن للأميرة وجه طفولي، لكنها وصلت بالفعل للسن الذي يسمح لها بإنجاب الأطفال. |
Rochefort, Kral Prensesi evlilik hediyesiyle sunma konusunda oldukça istekli. | Open Subtitles | "روشفور", الملك كان حريصاً على أننا ينبغي أن نقدم. هدية الزواج الخاصة به للأميرة. |
Prensesimizin onu koruyan bir sürü şövalyesi olduğu için fazla endişelenmedim. | Open Subtitles | لا ادري هل هو بسبب أن للأميرة الكثير من الفرسان يحمونها لكنني لم اكن قلقة |