Belki bazen benimle yelken açmaya gelirsin. | Open Subtitles | حسنًا، ربّما ستأتين للإبحار معي في وقتٍ ما |
General Grant yelken açmaya hazırlanıyor, kaybedecek bir anımız bile yok. | Open Subtitles | الـ"جنرال غرانت" تستعد للإبحار و ليس لدينا وقت لنضيعه |
Emirlerimizi aldığımızdan Boston'a yelken açmaya. | Open Subtitles | * لأننا تلقينا أوامر * * للإبحار عائدين إلى بوسطن * |
Her şey muntazam ve denize açılmaya uygun. Gel-git sekiz çan boyu yükselecek. | Open Subtitles | الكل على شكل مُنظّم وجاهزين للإبحار سيكون المدّ عالي بعد ثمانية أجراس |
Seninle birlikte günbatimina dogru gemiyle yolculuga çikmami mi istiyorsun benden? | Open Subtitles | مايكل سكوفيلد)، هو هذه دعوة للإبحار) معك خلال غروب الشمس؟ |
O halde ne zaman yola çıkmaya hazır olursunuz? | Open Subtitles | بلا شك إذن , متى ستكون مستعداً للإبحار ؟ |
Providence Kraliyet Gemisi şafakla denize açılacak. | Open Subtitles | الوقت يداهمني يا (جيبز)، وسفينتي "العناية الإلهية" تتجهز للإبحار عند الفجر |
Gemi yelken açmaya hazır Majesteleri. | Open Subtitles | السفينة جاهزة للإبحار ، فخامتك |
Ve bu botlar yelken açmaya can atıyordu. | TED | و هذه القوارب كانت متحمسة للإبحار . |
Çapayı çekin, hep beraber. yelken açmaya hazırlanın. | Open Subtitles | ارفعوا الهلب واستعدوا للإبحار |
Toparlanın ve yelken açmaya hazırlanın beyler! | Open Subtitles | تأهّبوا و استعدّوا للإبحار يا رفاق! |
yelken açmaya hazır sayılırız. | Open Subtitles | نكاد نجهز للإبحار. |
Herkes yelken açmaya hazır olsun! | Open Subtitles | -نعم سيّدي فليستعدّ الجميع للإبحار |
Sekiz hafta sonra Neptune yeniden insan yüküyle yelken açmaya hazırdı. | Open Subtitles | (بعد ثمانية أسابيع.. سفينة (نبتون، بعد أن جُددت بضاعتها البشريّة، كانت مُعدّة للإبحار مرّة أخرى. |
yelken açmaya hazırlanın! | Open Subtitles | أستعدوا للإبحار مُجدداً! |
O memişler ile denize açılmaya hazırdın. | Open Subtitles | مثل أنت أبداً سَتَكُونُ صالح للإبحار بتلك الصدورِ. |
Çok güzel bir gemi. denize açılmaya da hazır. | Open Subtitles | انها سفينه جيده وجاهزه للإبحار |
Auggie gemiyle yolculuğa çıktıklarını söyledi. | Open Subtitles | أوغي قال بأنهم ذاهبين للإبحار |
48 saatte yola çıkmaya hazır olabilecek özel bir birlik görevlendirebiliriz. | Open Subtitles | يمكننا تجهيز لجنة عمل للإبحار خلال 48 ساعة. |
Providence Kraliyet Gemisi şafakla denize açılacak. | Open Subtitles | الوقت يداهمني يا (جيبز)، وسفينتي "العناية الإلهية" تتجهز للإبحار عند الفجر |
Majesteleri, ben Prens William tarafından İngiltere'ye gitmek için gemiye alınmış bir hikâyeciyim. | Open Subtitles | جلالتك، لقد كنت مُضحِّكاً (تم استئجاري بواسطة الأمير الصغير (ويليام "للإبحار معه إلى "انجلترا |