Morgda bazı aksilikler yaşadık bu yüzden doğaçlama yapmamız gerekti. | Open Subtitles | كانت هناك مشقة نوعًا ما في المشرحة، لذا اضطررنا للإرتجال. |
Morgda bazı aksilikler yaşadık bu yüzden doğaçlama yapmamız gerekti. | Open Subtitles | كانت هناك مشقة نوعًا ما في المشرحة، لذا اضطررنا للإرتجال. |
Morgda bazı aksilikler yaşadık bu yüzden doğaçlama yapmamız gerekti. | Open Subtitles | كانت هناك مشقة نوعًا ما في المشرحة، لذا اضطررنا للإرتجال. |
Yani ikiniz de aynı şeyi doğaçlama olarak yaptınız, öyle mi? | Open Subtitles | لذا كلاكما أخذتماه على أنفسكم للإرتجال في نفس الوقت؟ |
Biraz doğaçlama yapmam gerekti ama şansıma büyük tencere tam geldi. | Open Subtitles | إضطررتُ للإرتجال قليلا، لكن لحسن الحظ أنّ الغلاية المزدوجة مثالية للطعام سريع التجهيز. |
Hele de doğaçlama yapmam gerektiğinde. | Open Subtitles | لتكملة هذا الأمر. خصوصًا عندما كنتُ مُضطرًا للإرتجال. |
Bu büyükannemin öğrettiği bir şey, aslında doğaçlama. | Open Subtitles | إنه شيء علَّمتني إياه جدَّتي للإرتجال |
Ondan sonrasını da doğaçlama takılın. | Open Subtitles | بعد ذلك فقط أُشْعُر بحرية للإرتجال |
Yapmayın, baylar. doğaçlama yapmak zorundaydım. | Open Subtitles | بربكما يا سادة، لقد إضطررت للإرتجال. |
doğaçlama için bu gerekli. | Open Subtitles | تترك الغرفة للإرتجال. |
doğaçlama değişikliğe zaman yoktur. | Open Subtitles | ليس هناك بديل للإرتجال |
doğaçlama yapacak durumda değiliz. | Open Subtitles | لا مجال للإرتجال |
Cep telefonu katil tarafından parçalanmış bu yüzden Montero da doğaçlama yaptı. | Open Subtitles | هاتفه الخلوي قد سحق من قبل القاتل، لذا اضطرّ (مونتيرو) للإرتجال |
Bu yüzden, doğaçlama yapmamız gerek. | Open Subtitles | لذا, سنحتاج للإرتجال |
doğaçlama yapmam gerekti. | Open Subtitles | اضطررت للإرتجال |
Öyleyse doğaçlama yapacağım. | Open Subtitles | لذلك سأضطرّ للإرتجال. |