Bunun senin olduğunu biliyorum ama yatırım deneyimlisi olarak bakarsak... | Open Subtitles | أنا أدرك بأنّه ملكك .. ولكن فقط .. نصيحة للإستثمار |
Donan marketlerle, likit sermaye akışının olduğu yeni yatırım imkânları arasındaki fark. | TED | وهو الفرق بين أسواق العمل التي تم تجميدها، وتدفق السيولة الرأسمالية في فرص جديدة للإستثمار. |
Öyleyse, Riley burada kendini yatırım danışmanı olarak tanıtmış, şimdiye kadar bir kez dolandırıcılıktan hükümlü, iki kezde şantajdan tutuklanmış. | Open Subtitles | إذاً فرايلي يُعد نفسه مستشاراً للإستثمار ومع ذلك فهو متهم بالتدليس وقد قبض عليه مرتين بسبب الإبتزاز |
Pruitt, Airborne Fidelity'nin başkanı olarak Kirk gibi kaçaklara ait 4 milyon doların üstünde bir serveti yönetiyor. | Open Subtitles | بصفته رئيس لشركة (فيديلتي) للإستثمار فـ(بيرويت) يتحكم بأصول تصل قيمتها إلى ما يزيد عن 4 بليون دولار (تخص هاربين أمثال (أليكسندر كيرك |
- P-K Lessiter Yatırımcılık adlı şirket yeni yöneticileri kendine çekmek istiyor. | Open Subtitles | من شركة تسمى بي كيه ليستر للإستثمار هذه الشقة للموظفين الجدد أنا متجه للثراء , حبيبتي |
Bugünlerde sanat, paranı yatırman için iyi bir sektör değil. | Open Subtitles | الفن مجال سيء جداً للإستثمار هذه الأيام |
3 yıllık çalışma planında kaynaklarda artış ve bahsi geçen pazarlardan kazanç sağlanacağını düşünüyorum. | Open Subtitles | إنّ هذه هي خطة عمل لـ 3 سنوات للإستثمار و عائدات الأرباح في الأسواق |
Şu mülkle ilgili. Oranın harika bir yatırım fırsatı falan olduğu yok. | Open Subtitles | كما تعلم ذلك المكان ليس جيداً للإستثمار أتمنى لو إنني أستطيع القول بأنه جيداً للإستثمار |
Evet, bir süre önce bir arkadaşım yatırım yapmamı söylemişti... | Open Subtitles | نعم، صديق قديم أخبرني للإستثمار قبل فترة، |
Voliyi vuracağımız yatırım için teminatı olduğunu ispatlamak için. | Open Subtitles | للإثبات أنّ لديه ضمانات للإستثمار في صندوقي الإستثماري |
Aslında yatırım yapmak için iyi bir fırsat kolluyordum. | Open Subtitles | بالواقع كنت أنتظر الوقت المناسب للإستثمار |
Her zaman tam doğru zamanda tam doğru yerde bulunup, hisse senedinden ürün ya da fikre kadar her ne varsa yatırım yapıp hep kazanarak milyarder olmuş. | Open Subtitles | يوجد بالمكان المناسب بالوقت المناسب للإستثمار كل ما في الأسواق الماليّة، والمنتوجات كانت على وشك الإنحطاط |
Harcama konusunda çok cimriydi ancak parasıyla her türlü işe yatırım yapmayı severdi. | Open Subtitles | كان حريصاً للغاية فيما يتعلّق بإنفاقها لكنّه إستثمر ماله في كل ما يصلح للإستثمار |
yatırım yapmamız için hepimize binlerce sahte dolar verildi ve dünkü borsa kapanışına göre önde gidiyorum. | Open Subtitles | جميعنا حصل على ألاف الدولارات المزيفة للإستثمار وبما أن السوق أغلق البارحة فأنا في الصدارة |
Adamın yatırım firmasına oldukça büyük bir anlaşmada aracı olmaya çalışıyoruz. | Open Subtitles | نحن نتطلع إلى إنهاء صفقه كبيره جدًا مع شركته للإستثمار |
Yüksek miktarda nakit fonlarının olduğunu ve yatırım yapacak bir yer aradığını söyledi. | Open Subtitles | قال أنّ لديه احتياطيّ نقديّ كبير وكان يتطلّع للإستثمار. |
Pekâlâ, Old Line Pratt'in şirketi. Bilinmesini istemediği özel girişimlerine yatırım yapmak için onu kullanıyor. | Open Subtitles | إنّه يستخدمها للإستثمار في مشاريع خاصّة عندما يُريد إبعاد اسمه عن الأمر. |
Hamiline tahviller iyidir ama yatırım değillerdir. | Open Subtitles | سنود الدين لابأس بها لكنها ليست للإستثمار |
Pruitt, Airborne Fidelity'nin başkanı olarak Kirk gibi kaçaklara ait 4 milyon doların üstünde bir serveti yönetiyor. | Open Subtitles | بصفته رئيس لشركة (فيديلتي) للإستثمار فـ(بيرويت) يتحكم بأصول تصل قيمتها إلى ما يزيد عن 4 بليون دولار (تخص هاربين أمثال (أليكسندر كيرك |
Dorado Hills Yatırımcılık'ın CEO'su. | Open Subtitles | إنه المدير التنفيذي لشركة "دورادو هيلز" للإستثمار |
Bugünlerde sanat, paranı yatırman için iyi bir sektör değil. | Open Subtitles | الفن مجال سيء جداً للإستثمار هذه الأيام |
3 yıllık çalışma planında kaynaklarda artış ve bahsi geçen pazarlardan kazanç sağlanacağını düşünüyorum. | Open Subtitles | إنّ هذه هي خطة عمل لـ 3 سنوات . للإستثمار و عائدات الأرباح في الأسواق . |