| Holden'ın vücudu, şartlar ne olursa olsun etkileyici bir düzeyde çalışıyor. | Open Subtitles | جسم جولدن يعمل بمستوى يمكن وصفه بالمثير للإعجاب رغم الظروف المحيطة |
| Çok etkileyici. Ama Dünya'daki hiç bir şey bu ana gemilere karşı koyamaz. | Open Subtitles | مثير للإعجاب جداً، لكن لا شيء على الأرض يمكنه مضاهاة هذة السفن الرئيسية |
| Çok erkeksi ve etkileyici, ama zamanlama gerçekten çok kötü. | Open Subtitles | هذا ممتع , ومثير للإعجاب لكن حقاً, إنه توقيت سيئ |
| etkilendim. Belki de benimle çalışmalısın. Seninle iyi bir takım olabiliriz. | Open Subtitles | مُثيرُ للإعجاب, ربما يجبُ عليكَ أن تعمل لدى سنكون فريقاً رائعاً |
| etkileyici değil mi bu çocuk ya? Sana bir sorum var sadece. | Open Subtitles | حسنا ، أليس هذا مثير للإعجاب الآن ، لدي سؤال واحد لك |
| Bu bir başarı sayılmaz ama yine de zorluk olarak epey etkileyici. | Open Subtitles | ليس هذا هو إنجاز، ولكن لا يزال، هو مثير للإعجاب في شدتها. |
| Fakat doğa onları bizden daha iyi yapıyor. Bu nedenle onunkiler daha etkileyici, bunun gibi. | TED | لكن الطبيعة أفضل بكثير منا في صناعتهم، لذا تبدو أكثر إثارة للإعجاب من خاصتنا، مثل هذه. |
| Onları çalışırken izlemek de oldukça etkileyici. | TED | ومن المثير للإعجاب مشاهدتهم وهم يعملون. |
| Çok çabuk biter ve o kadar da etkileyici değil. | TED | تذهب بشكل سريع حقاً، وهو ليس مثيرا للإعجاب. |
| Belki de bu yaşlı okyanus canlılarının en etkileyici olanı Güney Kutbu cam süngeridir. O da buz gibi sularda 1000 yılı aşkın bir sürede hayatta kalabiliyor. | TED | ربما أكثر ساكنات المحيط المسنّة هذه إثارةً للإعجاب هو الإسفنج الزجاجي في القطب الجنوبي، والذي يمكنه البقاء على قيد الحياة لأكثر من 10000 سنة في المياه المتجمدة. |
| Bu yüzden etkileyici izleyicilerin gizli kalmasına izin veriyorum. | TED | لذا سوف أطلع هذا الجمهور المثير للإعجاب على السر. |
| Son rakamları gerçekten etkileyici | TED | وآخر الأرقام التي حقّقها مثيرة حقا للإعجاب. |
| Ayağa kalkıyor. Yürüyor, çok etkileyici. | TED | فهو يستطيع الوقوف .. السير .. بكل إثارة للإعجاب |
| Çok etkileyici. Ne anlama geliyor? | Open Subtitles | همم ، مثير للإعجاب جداً ، ماذا يعني ذلك؟ |
| Çok etkileyici. Ne anlama geliyor? | Open Subtitles | همم ، مثير للإعجاب جداً ، ماذا يعني ذلك ؟ |
| Bu, ilk yüzde beşte olmaktan daha etkileyici. | Open Subtitles | هذا أكثر إثارة للإعجاب من أن تكون في أعلى خمسة فى المائة |
| etkileyici bir performans. Özellikle son sözün hoşuma gitti. | Open Subtitles | أداء مثير للإعجاب وانا اعجبت خاصة باللمسة الأخيرة |
| - Çok üzgünüm. - etkilendim. Çok güzeller. | Open Subtitles | لا، هذا مُثير للإعجاب لقد استمروا سوياً. |
| Sizin de mühendislik bilginiz takdire şayan. | Open Subtitles | أن علمك في الهندسة هو الأكثر إثارة للإعجاب. |
| Sonuçlar aynı derecede etkileyiciydi ve şimdiye kadar kalıcı oldu. | TED | كانت النتائج مثيرة للإعجاب ولا زالت كذلك حتى الآن. |
| Sende hayran olduğum şeylerden biri de hayranlık uyandıran dengen. | Open Subtitles | هذه أحد الأمور التي تثير أعجابي بك, توازنك المثير للإعجاب |
| İnsanların binlerce yıl çoğunlukla temsili sanat yaptıktan sonra modern sanatın, ki nispeten söylüyorum, 15 dakikalık olmasına rağmen çok yaygın olması çok kayda değer değil mi? | TED | أليس مثيرًا للإعجاب أن بعد آلاف السنين من الأشخاص الذين يقومون غالباً بالفن التمثيلي أن الفن الحديث، نسبيًا، يبلغ من العمر 15 دقيقة ولكنه الآن واسع الانتشار. |
| İlginç olan bir şey daha şu: Gruplar spontane olarak karıştırıp ilave organizasyon katmanları ekliyorlar. | TED | المثير للإعجاب أيضًا هو أن المجموعات مُزجت من تلقاء نفسها وأضافت إليها طبقات إضافية من التنظيم. |
| MI-6 iyi sanırdım ama sizin CIA bayağı etkileyici çıktı. | Open Subtitles | أتعرف، كنت أظن أن الأستخبارات السرية بارعون. لكن وكالة الأستخبارات لديكم، إنهم مثيرون للإعجاب. |
| Çok daha etkileyiciler. | Open Subtitles | إنهم أكثر إثارة للإعجاب |
| Genital davranışınız öznel hoşlanma ve isteme deneyiminizi tahmin etmez. | TED | لا تتوقع سلوك أعضائك التناسلية بالضرورة تجربتك الشخصية للإعجاب والرغبة. |