Korkunç derecede moralim bozulmuştu, ...ve intihara yeltenmeyi bile düşündüm. | Open Subtitles | شعرت بتمّكُن اليأس مني وتزايد إعتبار اللجوء للإنتحار |
Bak, belli bir tür kara ışıklı olası beyaz ışıklıları intihara sürükler. | Open Subtitles | " هنالك نوع من " المُظلِمين يقود " المُضيئين " المُستقبليِّين للإنتحار |
Doğum sonrası depresyon berbat bir şeydir, ama intihara sürükleyebilir mi? | Open Subtitles | هل إكتئاب ما بعد الولادة سيئ ويؤدي للإنتحار ؟ |
Şimdi tüm sorun yaşlanmak. Şöyle ki, 65 yaş üstü insanlar intihar olasılığı en yüksek insanlardır. | TED | والان المشكلة أن مع كل هذا العدد المتقدم في العمر هي أن الذين تعدت أعمارهم الـ 65 هم الأكثر عرضة للإنتحار. |
İntihar girişimimden sonra almaya başladım. | Open Subtitles | أجل، بدأت بتناولها بعد إحدى محاولاتي للإنتحار. |
Ne yapacağımı bilmiyorum. Bu ikinci intihar girişimiydi. | Open Subtitles | لا أدري ماذا أفعل هذه محاولته الثانية للإنتحار |
O, bina hakkında haklıydı. Bu durumda, haklı olması onu intihara götüren kritik nokta olabilir. | Open Subtitles | في مثل هذا الظرف، فإن مسألة كونه محقاً، قد تكون نقطة التحول التي دفعته للإنتحار |
Biri, sırf matematikle fene eğilimi var diye intihara meyilli bir manyak olmaz. | Open Subtitles | فقط لأن شخص ما لديه الذكاء للرياضيات والعلوم هذا لا يجعل منهم نازعون للإنتحار |
Karısını becerdin, teorisini çaldın, onu intihara sürükledin. | Open Subtitles | لقد ضاجعت زوجته وسرقت نظرياته، ودفعته للإنتحار |
O yüzden, bu zengin adamı intihara sürükleyen sıkıntının sebebini öğrenemedik. | Open Subtitles | . المالي او السبب الذي دفع هذا الرجل للإنتحار ابنته توفيت مقتولة |
O lanet hikâye arkadaşımı intihara götürdü. | Open Subtitles | القصة هي أنك دفعته للإنتحار هذه هي القصة اللعينة |
Yardımcısı intihara eğilimli olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | إنظر، البديلة تجعل الأمر يبدو وكأنها كانت مستعده للإنتحار |
Ailemin kavga edişi, babamın şirketinden istifa edişim, intihara teşebbüs edişim. | Open Subtitles | أري والدي يتشاجران معًا ترك أبي شركة المحاماة, ومحاولته للإنتحار |
Neredeyse intihara sebep olacaktık. | Open Subtitles | ألا يشعر أحد بأننا إقتربنا من دفع شخص للإنتحار ؟ |
Ölmeye, intihara çok meraklı olduğun için. | Open Subtitles | الأمر وحسب أن لديك دفعة للإنتحار |
Size, kesin ve çabuk intihar edebilmeniz için gerekli donanımı sağlayacağız. | Open Subtitles | سنزودكم بالأدوات السريعة والدقيقة للإنتحار |
En azından bu gecelik intihar gözetiminde. | Open Subtitles | من أجل الليلة على الأقل لديه نزعة للإنتحار |
Birkaç tane uyku hapı intihar girişimi değildir. | Open Subtitles | بعض الأقراص المنومة ليست محاولة للإنتحار |
Onlar da yalandı. İntihar teşebbüsüydü ikisi de. | Open Subtitles | حسناً , لقد كذبت حيال هذا محاولتين للإنتحار , كلتاهما |
Birkaç kalk krizi, bir iki intihar girişimi oldu ama hiçbiri ölmedi. | Open Subtitles | نوبتين قلبيتين، محاولة أو محاولتين للإنتحار. لكن لا أحد منهم توفي. |
İntihar hatlarını arıyordu sürekli. | Open Subtitles | للإنتحار على زر الإتصال السريع الموجود بالهاتف |