Bu çalışmadaki arka plan daha karmaşık, bu yüzden hazırlanmak için önceden üç-dört günlük bir süreye ihtiyacım oluyor. | TED | الخلفية هنا أكثر تعقيداً، لذلك أحتاج من 3 إلى 4 أيام للاستعداد مسبقا. |
Maçına hazırlanmak için kalkmadan önce, hayatıma yeni bir yön veren bir tavsiye verdi bana. | TED | وقبل أن ينهض للاستعداد لمباراته، أعطاني هذه النصيحة التي غيرت اتجاه حياتي بالكامل. |
Yarınki taç giyme töreni için hazırlanma zamanı. | Open Subtitles | حان الوقت للاستعداد لمراسم التتويج غداً. |
Şipşak hazırlanması gereken kadınlar içindir sadece. | Open Subtitles | إنها لامرأة لديها فقط أجزاء من الثانية للاستعداد |
Daha başlamasına bir saat var. hazırlık komitesi evlerinde hazırlanmaya gitmiş olmalı. | Open Subtitles | تذهب لجنة الإعداد للمنزل للاستعداد قبل الحفل بساعة |
Bu benim hazırlanmam için gereken zamanı çok azaltıyor. | Open Subtitles | هذا حقا يقلص الوقت الذي أحتاجه للاستعداد |
Demek ki hazırlanacak zamanımız var. Hazır olduğuna emin misin? | Open Subtitles | جيد لدينا الوقت الكافي للاستعداد |
Eski bir arkadaşımla karşılaşmak için hazırlanmaya daha çok zamana ihtiyacım var. | Open Subtitles | أنا بحاجة الى مزيد من الوقت للاستعداد و الاستقبال المناسب لصديقي القديم. |
Tatlım, geç kalmamızın sebebi, senin hazırlanmanın sonsuza kadar sürmesiydi. | Open Subtitles | لاحبيبتي ! تأخرنا لأنك استغرقت وقتاً طويلاً للاستعداد |
Erken geldiğim için üzgünüm ama hazırlanmak için biraz zamana ihtiyacımız olacağını düşündüm. | Open Subtitles | - أمي - آسفة لقدومي مبكراً لكني أعتقد بأننا سنحتاج وقت أضافي للاستعداد |
Fırtınaya hazırlanmak için birçok gücü saptırmak zorunda kaldık. | Open Subtitles | اضطررنا لتحويل طاقة كبيرة للاستعداد للعاصفة |
Bir randevuya hazırlanmak için niye spa gerektiğini anlamıyorum. | Open Subtitles | لا أري , لماذا علي أن أذهب الي ناد صحي للاستعداد للموعد |
hazırlanmak için, beş yıl çalışma salonunda kesintisiz çalıştım. | Open Subtitles | حسناً، لقد كان لدي الكثير من الوقت للاستعداد خمس سنوات بدون توقف بقاعة المذاكرة |
Bu da size, bir aile olarak hazırlanma zamanı verir. | Open Subtitles | وسيتاح لكم جميعاً الوقت للاستعداد كعائلة. |
İçimden bir ses diyor ki ikimizin de hazırlanma deyince aklından geçen çok ayrı şeyler.... | Open Subtitles | بطريقة ما، لدي شعور أن منظروي للاستعداد ومنظورك مختلفان للغاية |
Dayandığımız her an halkımıza hazırlanma şansı tanıyor. | Open Subtitles | كل دقيقة نصمد فيها نعطي شعبنا الوقت للاستعداد |
Buck'ın şovuna hazırlanması için otele dönmesi gerekiyor. | Open Subtitles | باك بحاجة إلى العودة إلى الفندق للاستعداد لادائه |
Kayıt olması beş dakikamı, buna hazırlanması ise on dokuz yıllık kariyerimi aldı. | Open Subtitles | استغرق الامر خمس دقائق للتسجيل و 19 سنة في عالم الاعمال للاستعداد |
Reviri, hasarlı gemideki tüm mürettebat üyelerini alacaklarına ilişkin hazırlık yapmaları konusunda alarma geçirin. | Open Subtitles | أبلغي القسم الطبي للاستعداد لاستقبال كل الطاقم المصاب من السفينة المتضررة |
Seni acele ettirmek istemiyorum ama hazırlanmam gerek. | Open Subtitles | ولا أريد استعجالك ولكن يجب أن أذهب للاستعداد |
Yeterince hazırlanacak vaktin olduğunu düşünmüyorum. | Open Subtitles | وليس لديك الكثير من الوقت للاستعداد |
Korkmayın, daha birkaç milyar yıl daha var yani hazırlanmaya vaktimiz çok. | TED | لذا لا تخافوا، لن يحدث هذا قبل بضعة مليارات من السنين، ما زال هناك بعض الوقت للاستعداد. |
- Ayrıca hazırlanmanın daha iyi yolları var. | Open Subtitles | هناك طرق أفضل للاستعداد |