Bu heybetli görünüşlü bina ilk olarak barut depolamakta kullanılıyordu. | Open Subtitles | المبني ذو المنظر المهيب هذا كان في الأصل يستخدم كمخزن للبارود |
Tellallar ve gazeteler bana şehirde yeni bir barut kaynağı olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | يقول المنادون والصحف أن هناك مصدر جديد للبارود الخام بالمدينة |
Herhangi bir barut izine rastlayamadım. | Open Subtitles | أنا لا أستطيع إيجاد أيّ اثار للبارود |
barut kakması yok, giriş deliği de düzensiz kenarlı. | Open Subtitles | لا يوجد تنقير للبارود والمدخل مازال خشن |
Eğer şanslıysanız, Bu bir barut deposu. | Open Subtitles | إذن، أنتي محظوظة هذا هو مخزن للبارود |
Alnındaki duman isi, barut yanıkları tuzlu sudan bozulmuş olsa da yakın mesafeden vurulduğunu gösteriyor. | Open Subtitles | عدة لطخات... حروق للبارود على جبهتك، والتي رغم إضمحلالها بسسب الغمر في المياه المالحة... تشير إلى جرح من مسافة قريبة. |
Elllerinde hiç barut kalıntısı yoktu. | Open Subtitles | ولم أجد بقايا للبارود على يديه |
Siz buraya kara barut aramaya gelen ilk Batılılar değilsiniz. | Open Subtitles | لستما أول من أتى من الغرب سعياً للبارود |
Sekiz gün içinde bize barut lazım. | Open Subtitles | سنحتاج للبارود في غضون ثمانية أيام |
Boş bir mermi kovanı, dört delikli bir taret doldurucu barut, barut için bir huni... | Open Subtitles | تطلب صنعها فارغ رصاصة ومعيد تعبئة دوار رباعي الثقوب -وبارود، قمع للبارود ... |
Bir tane boş kovan, dört delikli torna doldurucusu, barut, barut için bir fitil-- | Open Subtitles | تطلب صنعها فارغ رصاصة ومعيد تعبئة دوار رباعي الثقوب -وبارود، قمع للبارود ... |
Tellallar ve gazeteler bana şehirde yeni bir barut kaynağı olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | بيلمان) والصحف) يخبرونني بأن هناك مصدر جديد للبارود الفاخر في المدينة |
Peki ya barut? Tepme? | Open Subtitles | للبارود ؟ |