Aslında daha fazla almak için markete doğru yürürken yürüyüşün zihnimi açtığını keşfettim. | Open Subtitles | في الحقيقة, أنا أسير للبقالة لأحضر المزيد عندما أكتشفت أن السير يصفي الذهن |
markete gittiğimizde kafama bayan çorabı geçirirdi. | Open Subtitles | عندما كنا نذهب للبقالة كانت تغطي وجهي بالجوارب النسائية |
Onları markete götürdüm içkiciye götürdüm ve önümüzdeki cumartesiye kadar neye ihtiyaçları varsa yaptım. | Open Subtitles | أوصلهم للبقالة , محل بيع الخمور و كل شيء يحتاجونه ليكفيهم حتى السبت القادم . |
Yiyecek bir şeyler almak için marketin birine girdim ve Market soyuldu. | Open Subtitles | لذا وأنا أحمل نقودك وأدخل إلى محل للبقالة كما تعرف, لإحضار طعام لأتناوله ويتعرض المكان للسرقة |
İlk Market poşetini boşaltamadan gittin. | Open Subtitles | تركتني حتى قبل أن أفرّغ أول كيس للبقالة. |
Burası bakkal değil. Ekmeği sandviç yapmak için kullanıyoruz. | Open Subtitles | هذا ليس محل للبقالة نستعمل الخبز فى صنع الشطائر |
Görünüşe göre, markette o sırada görevde olmayan bir polisi öldürmüş. | Open Subtitles | قتل على ما يبدو شرطي ليس فى وقت العمل بمحل للبقالة |
Dün markete gittiğimde, adamın tekine doğru yürüdüm ve beş dakika sonra, tam beş ürünleri depoladığı yerde sevişiyorduk. | Open Subtitles | امس في محل للبقالة تقدمت الى رجل أمامي . وبعد خمس دقائق ... خمس |
markete gidiyorlarmış. | Open Subtitles | لقد كانوا ذاهبين للبقالة سويا، |
Birinin markete gitmesi gerek. | Open Subtitles | على أحدكم أن يذهب للبقالة. |
Um. Ben de tam markete gidiyordum. | Open Subtitles | لقد كنت في طريقي للبقالة |
Brick'in gösterisi gittikte salaklaşırken ondan kaçmak için kaç kere markete gidip elimde erzaklarla gelecektim bilmiyorum. | Open Subtitles | مع عروض " بريك " التي بدأت تصبح أسخف فـأسخف لم أكن أعرف كم مرة علي أن أذهب للبقالة حتى أتخطى ذلك على الأقل بدون أن أجلب معي بعض الأغراض أيمكن لأحد أن يرد على ذلك ؟ |
Aslında, markete gitmek lazım çünkü erzakımız bitmek-- | Open Subtitles | , في الواقع, أنا ذاهبة للبقالة ... لأنه تنقصنا الكثير من - . أجلسي - |
Evet, ikimiz markete koştuktan sonra. | Open Subtitles | بعد أن نركض معا للبقالة سريعا |
Hayır, alışveriş için markete gitti. | Open Subtitles | إنّه بالخارج، يتسوّق للبقالة. |
markete gitsem iyi olacak. | Open Subtitles | سأذهب للبقالة فحسب |
Silah dükkanı ya da Market bulamadım. | Open Subtitles | لم أستطع العثور على متجر للأسلحة أو متجر للبقالة |
2013 Uluslararası Market Oyunları Natesville'e bahşedildi. | Open Subtitles | الألعاب الدولية للبقالة عام 2013 تم منحها إلي |
Market alışverişine ve şaplak yemeye bir mola verin. | Open Subtitles | خذوا اجازة من التبضع للبقالة و الضرب |
Burası bakkal değil. Ekmeği sandviç yapmak için kullanıyoruz. | Open Subtitles | هذا ليس محل للبقالة نستعمل الخبز فى صنع الشطائر |
bakkal'a git, Noel pulları için postanede kuyruğa gir. | Open Subtitles | الذهاب للبقالة الوقوف في طابور مكتب البريد لطوابع البريد |
İki çocuk gecenin bir yarısı markette alışveriş yapıyor. | Open Subtitles | فتيان يتسوقان للبقالة في منتصف الليل |
Bir markette çalışıyorum. Üniversiteyi bitirmedim. | Open Subtitles | أعمل في متجر للبقالة ولم أنهي الجامعة |