| Beni arayıp kasabaya gelmemi istediğin gece, kostüm partisi olduğu geceydi. | Open Subtitles | الليلة التى دعوتنى فيها للمجئ للبلدة كانت هى ليلة الحفلة التنكرية |
| kasabaya ulaştığın zaman, kendine rahat bir yer bul iyi bir yatağı olsun. | Open Subtitles | عندما تصلين للبلدة ابحثي لكِ عن .. مكان مريح أعني ، فراش مريح |
| Madem kasabaya gitmek istiyordun, polisleri ayarlayabilirdim. | Open Subtitles | لو أنك أردت الذهاب للبلدة لجعلت رجال الشرطة يوصلونك. |
| Belki otostopla buraya kadar geldi, araba geçmediği için şehre döndü. | Open Subtitles | لربما كان يتمشى. ذهب لهذه المسافة وهو يفكر وبعدها عاد للبلدة. |
| Yani bu adam onu şehre götürmüş ama onu öldürmemiş. | Open Subtitles | إذاً هذا الرجل الذي جلبه للبلدة. لكن ليس من قتله. |
| kasabaya annemin cenazesi için geldim. Belki kardeşlerimle de görüşürüm. | Open Subtitles | انا جئت للبلدة لحضور مراسم الدفن ولمشاهدة اخوتي |
| Buraya gelecek olursa kasabaya inip bana haber ver. | Open Subtitles | اذا جاء او مر من هنا احضر للبلدة واخبرني فورا |
| Pazartesi kasabaya inip yeni araba bakacağım. | Open Subtitles | يوم الإثنين سنذهب للبلدة و نلقي نظرة على سيارة جديدة |
| Yarın kasabaya gidip bu meseleyi çözeceğiz. | Open Subtitles | غداً سنذهب للبلدة لنسوي هذا الأمر بشكلٍ نهائي |
| Seni dinliyorum. Yani, kasabaya geri döndüğümden beri. Ama tekrar gelirim. | Open Subtitles | أنا أستمع إليه من عدت للبلدة ولكنني سأعود |
| kasabaya çelenkle falan geleceğini umuyordum. | Open Subtitles | لقد توقعت أن تعود للبلدة حاملا إكليلا ومرتديا للأسمال |
| - Buenas noches. - Bir sonraki kasabaya gitmeliyim. | Open Subtitles | مساء الخير أحتاج إلى توصيلة للبلدة المقبلة |
| Arabanla beni bir sonraki kasabaya bırakmanı istiyorum. | Open Subtitles | أحتاج لركوب في سيارتك للذهاب للبلدة التالية |
| Hemen şehre gitmeliyim. İngiliz memurlar gelecek. | Open Subtitles | عليّ أن أذهب للبلدة المسؤولين الإنجليز سيأتون |
| Herhalde seni şehre kadar götürür. Tanrım, çok eğlenceli. | Open Subtitles | مقولة يجب أن تحضركِ للبلدة يا إلهي، انها متعة |
| şehre gelip buzdolabı için bir parça alacağını söylemişti. | Open Subtitles | حقا؟ لم هو هنا؟ قال أنه سيأتي للبلدة ليشتري قطعة لثلاجته |
| Hugh, çok şehre gitti. Film izleyelim mi? | Open Subtitles | لقد ذهب الأطفال للبلدة, تريد مشاهدة فيلم؟ |
| Yaptıkları bir diğer şey bizim enerji düşüş planı olarak anlandırdığımız bir şey. Bu da kasaba için ikinci bir plan oluşturulması. | TED | وشيء آخر يقومون به، هو ما نسميه خطة التخفيض من الطاقة. التي هي في الأساس لوضع خطة بديلة للبلدة. |
| Evet, aslında kasabanın kuzeyinde yeni binalar yapılıyor. | Open Subtitles | أجل، إنهم يعملون ببعض المبانيّ الجديدة. بالجانب الشمالي للبلدة. |
| Eh, göreceğiz. Ama önce, seni ilk kasabada bırakıyoruz, ve orada tüm gün okula gideceksin. | Open Subtitles | لكن, أولاً يجب أن نأخذك للبلدة و ستذهبين للمدرسة طوال النهار |
| Dava açacağı için Şehir dışına gitti. Benden kurtumaya çalışıyor. | Open Subtitles | تدعى انها يجب ان تذهب للبلدة انها تتجنبنى |
| Her salı şehire geliyor. Salı günü boş musun? | Open Subtitles | إنه يأتي للبلدة كل ثلاثاء هل أنت جاهز الثلاثاء ؟ |
| Silah hakkında tekrar konuşalım. kasabadan ayrılmadan önce aldım diyorsun. | Open Subtitles | دعنا نتحدث عن المسدس مجددا تقول انك اشتريته مباشرة قبل مغادرتك للبلدة |
| Eşim ve ben eski Şehrin meydanında bir mimarlık atölyesi işletiyorduk. | TED | كنت أعمل أنا وزوجي في مكتب للهندسة المعمارية في الساحة الرئيسية للبلدة القديمة. |
| Artık karanlık değil, şimdi tam anlamıyla kasabayı dolaşarak arama yapmalıyız. | Open Subtitles | الآن ستغيب الشمس ، وينبغي لنا أن نقوم ببحث شامل للبلدة. |
| Her şeyi taşraya yollamaktan memnunum. | Open Subtitles | أنا مسرورة أنك قررت إرسال كل شىء للبلدة. |