evlatlık bürosu sosyal görevlisi gelecek, biz de daireyi temizliyoruz. | Open Subtitles | موظفة الخدمات الإجتماعية للتبني سوف تأتي, لذا نحن ننظف الشقة. |
Lily, çocuğu evlatlık olarak vermiş ve babam bunu hiç öğrenememiş. | Open Subtitles | ليلي تخلت عن ابنها للتبني وابي لم يكن يعلم بذلك أبدا |
Yani, evlatlık vermeye karar verdiğim için bu kadar önemli değildi. | Open Subtitles | أتعرفين، لم يكن ذلك مهما للغاية عندما كنت أعرض الطفل للتبني |
Bebeğinizin gey olduğunu düşünüyorsanız siz de onu evlatlık verebilmelisiniz. | TED | إن كان لديك طفل وتظن أنه مثلي جنسيا، يجب أن يكون لك الحق في إعطائه للتبني. |
Oradaki barınakları eskiden Deli Craig yürütüyordu, bu yüzden o da bana bütün köpekler için bir evlat edinme websitesi açmamda yardım etti. | Open Subtitles | و كريغ المجنون كان يدير ملاجئهم لذا فقد ساعدني لأصمم موقعا للتبني لجميع الكلاب |
Hayır, iyi bir hayatı olabilmesi için onu evlatlık olarak bıraktım ve sonra beni manastıra geri almadılar. | TED | لا، وهبته للتبني حتى يتسنى له أن يحظى بحياة كريمة، بعدها لم يسمحوا لي بالعودة إلى الدير. |
Formalite gereği, annesi, Erwin'i evlatlık vermek istediğini teyit etmeliydi. | Open Subtitles | و أثناء اكمال المعاملات الرسمية تم الطب من أمه أن تؤكد على قرارها السابق لكي تجعل من ايروين جاهزا للتبني |
Seni18yıl önce evlatlık verdim,... ...çünkübununiyibir karar olacağını düşünmüştüm. | Open Subtitles | ابنتي العزيزة, اعطيتك للتبني قبل 18 سنة لانني اعتقدت انه الشيئ الصحيح |
Onu evlatlık olarak bıraktın, şimdi de geri istiyorsun. | Open Subtitles | لقد وهبتِ طفلكِ للتبني وأنتِ تريدينه الآن مجدداً؟ |
Anne? Beni evlatlık verdiğin için sana kızgın değilim. | Open Subtitles | أمي لست غاضباً منك لأنك تخليت عني للتبني |
Tanrım. Beni evlatlık verdiğinde, 18 yaşında ve üniversitedeymiş. | Open Subtitles | لقد عرضتني للتبني عندما كانت في الـ18, في الكلية. |
Orada dokuz ay kalıp bebeği evlatlık verebilirsin. | Open Subtitles | ابقي هناك 9 شهور ومن ثمّ ضعي الرضيع للتبني. |
Çünkü bebeğimi evlatlık vermiştim. | Open Subtitles | لأنني أذكر أنني عندها كنت قد قدمت طفلي للتبني |
Yaklaşık 13 yaşındaydım, çünkü bebeğimi evlatlık vermiştim. | Open Subtitles | لابد أنني كنت في الثالثة عشر من عمري لأنني أذكر أنني عندها كنت قد قدمت طفلي للتبني |
Onu evlatlık verdiğimde sadece bir günlüktü. | Open Subtitles | كانَ عُمرهُ يومٌ واحِد عندما تخليتُ عنهُ للتبني |
Ve seni evlatlık olarak vermemizin tek nedeni hiç paramızın olmayışı. | Open Subtitles | والسبب الوحيد الذي جعلنا نسلمك للتبني هو أننا لم نكن نملك المال |
Elena Sandoval doğduğunda evlatlık olarak verilmiş. | Open Subtitles | يَبْدو ان إليناساندوفال تُرِكتْ للتبني منذ ولدتَ. |
Terk edilen ya da evlatlık verilen bebekleri burada tutuyoruz. | Open Subtitles | هنا نضع الأطفال حديثو الولاده حيث نبقيها معزوله عن المؤثرات الخارجيه او نرفعهم للتبني لاحقاً |
Eğer sen benim kardeşim olsaydın, evlat edinme için kendimi feda etmiştim. | Open Subtitles | لو كُنت أنت أخي سأعرضُ نفسي للتبني |
O koruyucu aile yanında büyüdü, ve onunla altı ay geçirdim. | Open Subtitles | لقد كبر في منزل للتبني وقضى ستة أشهر في منزل الأحداث |
Kardeşi ile üç yaşına basmadan hemen önce evlâtlık verilmiş. | Open Subtitles | لقد كان معروضا للتبني في صغره قبل أن يبلغ هو وأخاه الثالثة من عمرهما بقليل |