Önceki gibi olmaya başlarsa... mutlaka konuşacak birini bul. | Open Subtitles | اذا اصبحت الأمور كما كانت سابقا.. أنك ستبحثين عن شخص للتحدث إليه |
Zor kısmı ise konuşacak kimsenizin olmamasıdır. | Open Subtitles | أصعب شيء هو عدم وجود شخص ما للتحدث إليه. |
Dikkatini çektiğimize gidip konuşacak mıyız artık? | Open Subtitles | والآن قد جذبنا إنتباهه هل سنذهب للتحدث إليه أم ماذا ؟ |
En kısa sürede, Onunla konuşmamız gerekecek. | Open Subtitles | جيد . سنحتاج للتحدث إليه فى أقرب وقت ممكن |
Bir cinayetim süphelisi. Onunla konuşmamız gerek. | Open Subtitles | إنه مجرم مشتبه به نحن بحاجة للتحدث إليه |
Garsonumuz beni görmüyor. Gidip onunla konuşacağım. | Open Subtitles | النادل لايراني , سأذهب للتحدث إليه. |
Gidip onunla konuşalım. | Open Subtitles | لنذهب للتحدث إليه |
Polisler, Onunla konuşmak için yoldalar. Bırakalım onlara anlatsın. | Open Subtitles | الشرطة في طريقها للتحدث إليه دعيهم يتعرفون هم على الحقائق |
Burada olmadığımız zaman konuşacak birine ihtiyacı var. | Open Subtitles | يحتاج شخصاً للتحدث إليه عندما لا نتواجد هنا |
Belki siz çocuklar konuşacak başka birini bulmalısınız. | Open Subtitles | ربما يا رفاق يمكن أن تجد شخص آخر للتحدث إليه. |
Biliyorsun, bir destekçi bulmamı söylediler, konuşacak birini ve... - eğer ilgini çekerse... | Open Subtitles | تعرفين، يقولون أن نحصل على ضامن شخص للتحدث إليه وإذا كنت مهتمة... |
Galiba konuşacak biri olsun istedi. | Open Subtitles | اعتقد فقط أنها أرادت أحداً للتحدث إليه |
konuşacak kimseyi bulamadım. | Open Subtitles | لم أستطع العثور على أحد للتحدث إليه |
konuşacak başka kimsem yok. | Open Subtitles | ليس لديّ أحد آخر للتحدث إليه |
Hazır Bay Valentine'dan konu açılmışken, Onunla konuşmamız gerek. | Open Subtitles | بالحديث عن السيد (فالنتاين)، نحن بحاجة للتحدث إليه |
Onunla konuşmamız gerek. | Open Subtitles | -نحتاج للتحدث إليه فحسب . |
Onunla konuşmamız gerek. | Open Subtitles | -نحتاج للتحدث إليه فحسب . |
-Çıkıp onunla konuşacağım. | Open Subtitles | سَأَذْهبُ للتحدث إليه |
- Hayır onunla konuşacağım. | Open Subtitles | لا, سأذهب للتحدث إليه - لا, توقف, ماذا؟ |
Gidip onunla konuşalım. | Open Subtitles | سنذهب للتحدث إليه |
Görünüşe bakılırsa bu gece terfisini kutlamak için dışarıda... dolayısıyla Onunla konuşmak için yarını beklemek zorundayım. | Open Subtitles | على ما يبدو , لقد خرج للإحتفال بترقيته الليلة لذلك سأنتظر حتى الغد للتحدث إليه |
- Bunun için mazeretin var mı? - Onunla konuşmaya gitmiştim. | Open Subtitles | ذهبت للتحدث إليه كنت أحاول إعطاءه 50 ألفاً |
Gene de onunla konuşmalıyız. Adresini aldın mı? | Open Subtitles | ما زلنا بحاجة للتحدث إليه هلا أحضرت العنوان؟ |