Hey, geniş bir gübre yığınını kontrol etmeye mi gidiyorsunuz? | Open Subtitles | يا رفاق ، هل ستهبون للتحقق من كومة سماد كبيرة؟ |
Davayı kontrol etmeye geldim. | Open Subtitles | أنا هنا فقط للتحقق من القضية، سمعت أن هنالك |
Dengesiz trityumu güvenle saklayabilecekleri tüm yerleri talimatlara uyarak kontrol etmek için sirk suçluları adına bir arama bülteni çıkaracağım. | Open Subtitles | سأعلم الجميع بشأن هذه المستجدات حول مجرمي السيرك مع تعليمات للتحقق من كل الأماكن الممكنة أن يحفظوا فيها التريتيوم بأمان |
Onlara hiç bir davetiye yollamadılar, ve tarihi kontrol etmek için hiç bir websitesi yoktu. | TED | لم يرسلوا أي دعوات، ولم يكن هناك موقع للتحقق من التاريخ. |
Yani, bulguları onaylamak için tarafsız üçüncü bir göz bulunmuyor? | Open Subtitles | ولذلك لا يوجد أي وسيلة لطرف ثالث غير منحاز للتحقق من النتائج؟ |
- Bence bir kontrol etmeliyim. | Open Subtitles | أعتقد أنّ على الذهاب هناك للتحقق من هذا الأمر |
Şans eseri, saate bakmak için telefonuma bir baktım ve eski kocamdan gelen bir cevapsız arama gördüm. | TED | األقيت نظرة على هاتفى الخلوى للتحقق من الوقت ولاحظت ان لدى مكالمة فائتة من زوجى السابق |
İyi, onu hissedebiliyorum. Şu an iyi. Onu kontrol etmem gerekmiyor. | TED | انا اشعر بوجوده الآن في جيبي .. انه على ما يرام لا حاجة لي للتحقق من ذلك |
Pentagon herhalde biz hazırmıyız, onu kontrol ediyor. | Open Subtitles | أعتقد أن البنتاجون أعطانا تدريباً للتحقق من إستعدادنا |
Kısa sürede mesain bitecek ve kontrol etmeye gidebiliriz. | Open Subtitles | بمجرد أن نخرج من هنا ، يمكننا تذهب للتحقق من ذلك. أوه ، لا أستطيع أن أفعل ذلك. |
kontrol etmeye geldiğimde sizin arabanızı da gördüm. | Open Subtitles | عندما جئتُ للتحقق من ذلك، حينها رأيتُ سيّارتكِ. |
Bu yüzden seni aşağıya kontrol etmeye gönderiyorum. | Open Subtitles | لذا أبعث لكم بانخفاض هناك ل تذهب للتحقق من ذلك. |
Günümüze neşe katıp olayı kontrol etmeye gidebilir misin? | Open Subtitles | هل تعتقد هل يمكن، اه ، والنكتة لنا و تذهب للتحقق من هذه العضد ؟ |
Onunla kontrol etmeye gidersem beni idare eder misin? | Open Subtitles | هلا غطيت عنّي بينما اذهب للتحقق من الأمر معه؟ |
Radyoyu kontrol etmek için iyi bir zaman. Daha önce değil, ama şimdi. | Open Subtitles | الٓان وقت مناسب للتحقق من الراديو، ليس قبلًا، بل الٓان |
- Bankanın kablosuz internet bağlantısını kontrol etmek için test programı. | Open Subtitles | إنه برنامج إختبار للتحقق من إتصال الأنترنت اللاسلكي للـمصرف. |
İşçiler, hatları kontrol etmek için rogar kapağını açınca bulmuşlar. | Open Subtitles | عثر عليها عُمّال المدينة عندما فتحوا الفتحة للتحقق من مجرى المجاري. |
Kurşun yuvasını kontrol etmek için sürgüyü çek. | Open Subtitles | حركي المزلاج للتحقق من وجود طلقات في الدائرة |
Baksana, arabaya bir göz atmaya gideceğiz. | Open Subtitles | نظرة، نحن ستعمل تذهب للتحقق من تلك السيارة. |
İstersen onu bir kontrol edip geleyim? | Open Subtitles | لا تقلقي، أترغبين بأن أذهب للتحقق من الأمر؟ |
Önlem almışlardır, araba değiştirmişlerdir cep telefonlarını sadece mesajlara bakmak için açıyorlar. | Open Subtitles | يأخذون إحتياطاتهم، يغيرون السيارات، ويفتحون هواتهم للتحقق من الرسائل فقط. |
Amirim vardiya değişindeki kayıtları kontrol etmem için içeriye çağırdı. | Open Subtitles | رئيسي طلبني بالداخل للتحقق من سجلات تغيير الوردية |
Pentagon herhalde biz hazır mıyız, onu kontrol ediyor. | Open Subtitles | أعتقد أن البنتاجون أعطانا تدريباً للتحقق من إستعدادنا |
Çarşamba günü kalite kontrole gittiğimde.. | Open Subtitles | عندما ذهبت يوم الأربعاء للتحقق من الجودة |