Öğleden sonra onu aradan çıkarıp özel öğretmenliğe bir atlayış yaparak olayı hallettim. | Open Subtitles | لذا فكرت أن أستريح بعد الظهر وأتفرغ للتدريس |
Önümüzdeki dönem öğretmenliğe geri döneceksen bunu bilmesi gerekiyor. | Open Subtitles | فإذا أردت أن تعود للتدريس في الصيف المقبل فعليك أن تخبره |
Kuzey Carolina'da öğretmen açığı olan hiç okul yok mu yani? | Open Subtitles | ماهذا هل لايوجد مدارس في نورث كارولاينا للتدريس هناك ؟ |
Benim yerime geçebilecek bir öğretmen bulamamışlar, o yüzden bu geceki derse bizim küçük serserimizi de götürüyorum böylece kendini toparlamazsa, gelecekte... ..nasıl biri olacağını görebilir. | Open Subtitles | لم يتمكنوا من إيجاد بديل للتدريس بدلاً عني, لذا سأقوم بأخذ شابنا المجرم الصغير معي للصف الليلة ليستطيع رؤية مستقبله |
Bu yüzden eğitim için, sınıftaki her öğrencinin kendine has ihtiyaçlarının karşılanmasına olanak sağlayan küçük grupla eğitim üzerine odaklanmış olan bir ders verme modeli geliştirdik. | TED | لذلك، قمنا بتطوير نموذج للتدريس والذي يُركّز على تدريس المجموعات الصغيرة وهذا ما ممكّن كل التلامذة من الحصول على احتياجاتهم الفردية التي تنقصهم في الفصل الدراسي. |
Easy Grubu'nun Alman taburunu yok etmesi, sabit bir noktaya saldırıda ders kitabı konusu oldu, ve hala West Point'deki | Open Subtitles | إنّ أستيلاء سريّة إيزي على المدفعية الألمانية أصبح قضيّة للتدريس على الهجوم على موقع ثابت ولاتزال تعلّم |
Bugün kitap yazıyor ve Connecticut'taki aile evinde oturuyor Bir daha asla öğretmenlik yapmadı." | Open Subtitles | وعادللتأليف،والعيشفيمنزلعائلته ولم يعد للتدريس مجدداً |
3 Grev yasasını kaldırır kaldırmaz öğretmenliğe geri döneceğim. | Open Subtitles | حقيقة , عمالتك الطلاب يشتاقون لك سأعود للتدريس وقتما |
Bu lafı öğretmenliğe geri döndüğün zamanlar için saklayabilirsin. | Open Subtitles | يمكنك ان توفر ذلك الهراء لوقت عودتك للتدريس |
Dün okulla görüştüm. öğretmenliğe ne zaman döneceğini sordular. | Open Subtitles | التقيتُ بمدير مدرستك يوم أمس أراد أن يعلم متى ستعودين للتدريس |
Hem öğretmenliğe dönüp sağlık sigortasını sürdürmem, hem seninle vakit geçirmem hem de çocuklarımızla ilgilenecek enerjiyi bulmam imkansız. | Open Subtitles | .. سيكون مستحيلاً على العودة للتدريس للحفاظ على التأمين الصحى وقضاء الوقت معك وإيجاد الطاقة للعناية بالأطفال |
Ya da okulu bitirdikten sonra öğretmen olun. | Open Subtitles | أو انه كلية الطب و اتجه للتدريس |
İyi bir öğretmen olmanın anahtarı, Bay Michaels her zaman yeni bir şeyler öğrenmeye gönüllü olmaktır. | Open Subtitles | المفتاح الرئيسي للتدريس الجيد سيد "مايكلز هو الإرادة في تعلم أشياء جديدة |
Galiba ben gerçekten öğretmen olmak için doğmuşum. | Open Subtitles | أعتقد أنني وُلدت للتدريس |
ders programım yönünden çok şanslıyım. | Open Subtitles | أنا محظوظة للغاية مع جدولي الزمني للتدريس |
Yani ders vermeye gitmiş. | Open Subtitles | هذا يعني أنه قد ذهب للتدريس هناك. |
Görünüşe göre Wingate'e öğretmenlik için başvurmuşsunuz. | Open Subtitles | اتفهم انكي تقدمتي بطلب للتدريس في وينجايت |
Aziz Justine'de öğretmenlik yapmak için diplomanın olmasına kesinlikle gerek yok. | Open Subtitles | نعم، حسناً، انت بكل تأكيد لست في حاجة الى شهادة للتدريس في مدرسة سينت جاستن |
Ayrıca bunu duyurmaktan memnuniyet duyuyoruz. Kazanan bir daha öğretmenlik yapmayacak kadar büyük bir para ödülüne sahip olacak. Yüce Tanrım! | Open Subtitles | يسرنا أيضا أن نعلن أن فائزينا سوف يتلقون مبلغا كبيرا من المال بحيث لن يظلوا مضطرين للتدريس مرة ثانية! |
Eğer sınavlarımı geçersem eğitim vermek için Polonya'ya döneceğimi unuttunuz. | Open Subtitles | هل ننسى أنه إذا مررت بلدي الامتحانات أنا ذاهب الى بولندا للتدريس. |