Sırtlanların birlikte saldırması sonunda aslanları geri çekilmek zorunda bıraktı. | Open Subtitles | القوة المتحدة للضباع تُجبر الأسود للتراجع أخيراً. |
- Bu senin son şansın. Bundan sonra, geriye dönüş yok. | Open Subtitles | هذه فرصتك الأخيرة بعد تناول هذه لا مجال للتراجع |
Burada bir söz verildiğinde geri dönüş yoktur. | Open Subtitles | حينماقطعتعلىنفسهاعهداً.. فما من مجال للتراجع |
İşler sarpa sararsa koloniye geri dönmek için hazırlıklı ol. | Open Subtitles | كُوني مستعِدة فحسب للتراجع إلى المُستعمرة إن سارت الأمور بطريقة خاطئة |
Sırtlanların birleşen gücü, sonunda aslanları geri çekilmeye zorluyor. | Open Subtitles | القوة المتحدة للضباع تُجبر الأسود للتراجع أخيراً. |
Ama neler olduğuna bakmak için geri adım atmalıyız. | Open Subtitles | لكننا بحاجة للتراجع حتى نعلم تماما ما يجرى |
Bu olanları geri almak için her şeyimi verirdim. | Open Subtitles | سأضحي بأي شيء .. أيّ شيء للتراجع عن كل ما فعلته |
Geri çekilecek yer yok. | Open Subtitles | ليس هناك أي مكان للتراجع إليه |
Yoksa biteriz. Söylemeden geçmeyelim, vazgeçmek için son şansınız bu. | Open Subtitles | من البديهيّ القول أنّ هذه آخر فرصة لكم للتراجع |
Washington'la görüşüyordum ve Bhatnagar'ın geri çekilmesi için baskı yapacaklar. | Open Subtitles | كنت على الهاتف واشنطن وسوف يمارسون الضغط على باتناغار للتراجع |
Eğer bunu uygularsak, geri dönüşü olmayacak. | Open Subtitles | لذا ، إذا كان لنا أن نقوم بهذا فليس هناك سبيل للتراجع |
Katılımınızdan geri çekilmek için hepinize son bir şans öneriyorum. | Open Subtitles | أنا أود أن أعرض عليكم جميعاً فرصة أخيرة للتراجع. |
Şu an tünele geri çekilmek için iyi bir zaman olabilir. | Open Subtitles | اه، وهذا سيكون الوقت المناسب للتراجع داخل النفق |
geri çekilmek için iki saniyeniz var... | Open Subtitles | سأعطيك ثانيتين للتراجع -وإلا سأرشك بالبخاخ |
- Onu içersen geriye dönüşü yok. - Biliyorum. | Open Subtitles | إذا شربت هذا لا مجال للتراجع - أنا أعلم - |
Eğer seçilirseniz, geriye dönüş yok. | Open Subtitles | إذا تم إختيار أحدكم فلا مجال للتراجع |
Olan oldu ve bunu geriye döndürmenin bir yolu yok. | Open Subtitles | الضرر حل ولا يوجد طريقة للتراجع |
Unutmayın, pas geçersek geri dönüş yok. | Open Subtitles | سنُجري هذه المحاكاة مرة أخرى. تذكروا، لو تجاوزنا الهدف، فلا مجال للتراجع. |
Geri dönmek için son şansımız, Majesteleri. | Open Subtitles | هذه هي فرصتك الوحيدة للتراجع يا مولاي |
Askerleri düşmanlara palalarla saldırırdı, onlarla mücadele edecek kadar salak olanları hallederler, diğerlerini de korkuyla geri çekilmeye zorlarlardı. | Open Subtitles | قواته كانت تحارب العدو بالسكاكين وقتل اى احمق كفاية لتحديهم فإضطر الباقى للتراجع بسبب الخوف. |
Ama, geri adım atıp hasarı asgaride tutmak için çok geç kalmış sayılmazsınız. | Open Subtitles | لكن ربما لا يكون الأوان قد فات للتراجع وتقليل الضرر |
Kubbeyi kaldırır sandım. geri almak için ne gerekiyorsa yaparım. | Open Subtitles | لقد ظننت أن بقتلها ستُزال القبة ولأفعلن أي شيء للتراجع عما فعلت |
Geri çekilecek yer olmayacak. | Open Subtitles | ستنعدم فرصتنا للتراجع. |
Anne, buraya sana "vazgeçmek için çok geç değil" demek için geldim. | Open Subtitles | أمي ، لقد أتيت هنا لأخبرك أن الوقت لم يفت للتراجع |
Emrin geri çekilmesi için Genel Vali'den yüksek bir pozisyon gerektiriyor yada üçten fazla Generalin razı olması. | Open Subtitles | للتراجع عن هذا الأمر يتطلب منصباً أعلى من الحاكم العام أو طاقم مؤلف من ثلاثة قادة برتبة لواء |
Çünkü emri verdikten sonra geri dönüşü olmayacak. | Open Subtitles | لأنه في لحظة إعطاء أمر الإخلاء لن يكون هناك مجالاً للتراجع أتفهم ذلك؟ |