Hayır, doğru bile olmayan bir şeyi örtbas etmek için seni öpmeyeceğim. | Open Subtitles | كلا.. لن أقوم بتقبيلك للتستر على شي ليس حتى صحيحاً |
Bir kadının pisliğini örtbas etmek için yapmayacağı şey yok. | Open Subtitles | ما يذهلني دائما هو الآفاق التي قد تتمادى إليها أية امرأة للتستر على |
Oh, sonra başkaları da örtbas etmek için öldü. | Open Subtitles | ثم مات اخرون للتستر على هذا الأمر |
Yani cinayeti örtbas etmek için de yangın çıkardınız. | Open Subtitles | لذا أشعلتِ الحريق للتستر على مافعلتِ. |
İnsanlar istedikleri şeyi örtbas etmek için içer. | Open Subtitles | يشرب الناس للتستر على ما يريدون. |
Pejmürde yaşam tarzını örtbas etmek için para ödediğin işin uzmanları. | Open Subtitles | محترفين تبقيهم على أهبة الإستعداد... للتستر على أسلوب معيشتك القذر. |
Christian'ı kim öldürmek istediyse suçu örtbas etmek için Zalman'ı öldürmüş olmalı. | Open Subtitles | حسناً، أيّ من أراد قتل (كريستان) فقد قتل (زلمان) على الأرجح للتستر على الجريمة |
Şirketin yöneticisi bunu örtbas etmek zorunda kalırdı. | Open Subtitles | (س.أُ.أو) بالتأكيد لديها دافع للتستر على هذا. |
Cantor'ın suçunu örtbas etmek için insanları benim motive ettiğimi söyleyecekler. | Open Subtitles | سيقولون أنني حرضت أناساً للتستر (على (كانتور |
Lucien en bu kurt kaçırma örtbas etmek çok zor bir çalışma. | Open Subtitles | (لوشان) يبذل جهدًا مضنيًا للتستر على اختطافات أولئك المذؤوبين |
Ve Frank Castle adında bir adamın bu sistemin hatalarını örtbas etmek için nasıl bir piyon olarak kullanıldığı hakkındadır. | Open Subtitles | وكيف أن رجل واحد كـ(فرانك كاسل) يستخدم كبيدق للتستر على زلّات النظام. |