Adını yazamazsan oy vermek için kayıt da olamazsın. Söyle bakalım, Lily. | Open Subtitles | لا يمكنك أن تسجلي للتصويت إذا لم يكن بإمكانك أن تكتبي اسمك |
Tamam, her şey düşünüldü, oy vermek için iyi bir gün. | Open Subtitles | حسناً, كل الآمور في الاعتبار أنا أقول أنه يوم مجيد للتصويت |
Bir Siyahiysen, oy vermenin tek yolu onay verilmiş, kayıtlı bir oy belgesidir. | Open Subtitles | لكن إن كنت زنجيًا، الطريقة الوحيدة للتصويت أن يقوم مقترع نظامي مسجل بضمانك. |
Yeni Parlamentoda sizin Kraliyet Bütçesinden çıkarılmanız için bir oylama devam ediyor. | Open Subtitles | كلا, سيدي. إن قراراً في البرلمان سينتقل للتصويت, يُطالب بالحجر عليك |
Eğer oylama için hazırsak, herkes burada mı diye bir bakalım | Open Subtitles | إذا كنا جاهزين للتصويت لنتأكد من وجود الجميع هنا |
Goa'uld kararını verdi ve oylamaya hazır. O halde, Triad bitmiştir. | Open Subtitles | الجوؤولد قاموا بدعوتنا ونحن مستعدّون للتصويت فى حال المحكمة إنتهت |
Siyasetten uzak duran kolej çocuklarını oy kullanmaları için yönlendiriyoruz. | Open Subtitles | تسجيل صغار الطلبة للتصويت لمحاولة عكس اللا مبالاة السياسية لشبابنا |
Bunun dışında 19 tanesi kesin bir oy niyetine sahipken tereddütlü duruma geçti. | TED | ولدينا 19 آخرين انتقلوا من نية واضحة للتصويت إلى عدم اليقين. |
Bazıları ise tereddütlü olmaktan kesin bir oy niyetine geçti. | TED | والبعض تحول من الشك إلى نية واضحة للتصويت. |
Herhangi bir konuda oy kullanmak konusunda kendinizi rahat hissetmezseniz oy hakkınızı dinamik ve yükselmekte olan sosyal liderliğe katkı sağlamak için başkasına devredebilirsiniz. | TED | وإذا كنت غير مرتاح للتصويت على مسألة ما يمكنك دائمًا تفويض صوتك لشخص ما مما يسمح بقيادة اجتماعية ديناميكية |
Ama bir sekilde bu 18 kisinin gelip sacma sapan bir sekilde oy kullanmasini sagladilar son derece mesru bir maddenin silinmesi icin. | TED | لكنهم خططوا لدفع 18 شخصاً للتصويت بصورة سخيفة إلى حد ما لحذف مقالات حقيقية ممتازة. |
Hepimiz neden seçim yapıldığını biliyoruz ve hepimiz evimizden aynı gün çıkıp oy vermeye gidiyoruz. | TED | وجميعنا يفهم لماذا نقيم الإنتخابات، وجميعنا يغادر المنزل في نفس اليوم ويذهب للتصويت. |
Hatta sen, herkese bu şekilde oy kullanmalarını söylemişsin. | Open Subtitles | ويقال إنك وجهت الناس المترددين للتصويت كذلك أيضاً |
Ona karşı oy kullansınlar diye akademi üyelerine lobi mi yapacağız? | Open Subtitles | أتتحدثين فعلاً عن وضع ضغط على الأكاديمية للتصويت ضدها؟ |
Pekala,şimdi favorinizi oylama zamanı | Open Subtitles | حسنٌ, لقد آن الأوان للتصويت لمغنيتكم المفضلّة. |
Konut İdaresi'nin aldığı karara göre yarınki oylama için her şey yolunda. | Open Subtitles | فيما يخص مرسوم وزارة الإسكان سنكون على مركبة للتصويت غداً |
Babasını oylama utancı yaşamasın diye kendime oy vermek zorunda kaldım. | Open Subtitles | لقد صوت ضد نفسي لأمنع أبني من الإنحراج للتصويت ضد والده للخروج من مهجعه الجامعي |
Başka savımız yok, Sayın Şansölye. oylamaya hazırız. | Open Subtitles | لا حجج أخرى ، سعادتك نحن مستعدين للتصويت |
oylamaya sunalım. Böyle bir olayı daha önce de görmüştüm. | Open Subtitles | خذ الأمر للتصويت أعني رأيت مثل هذا سابقاَ |
Tasarıyı oylamaya sunmalıyız Parasını bir araya getirmeye değiştirmeden önce. | Open Subtitles | لقد وضعنا القانون للتصويت قبل أن تسنح لها الفرصة لجمع أموالها. |
Babanı oturduğu koltuğundan atmak için Senatoyu güvensizlik oyu toplamaya zorluyor. | Open Subtitles | إنها تدفع للتصويت "لا ثقة" في مجلس الشيوخ لإجباره على التخلي عن مقعده. |
Beraberliği bozmak için, ikizler kulübünden daha fazla kişi seçime geldi... | Open Subtitles | لكسر هذا التعادل ، فقد انضمّ مجموعة من التواءم للتصويت |
Bence bizden yana oy kullanmaya bile ikna edilebilir. | Open Subtitles | أعتقد أنه قد يكون أقنع للتصويت في طريقنا |
Yeni müşterileri oylamak gibi bir uygulamamız yok, değil mi? | Open Subtitles | بالعادة لا نضع المشاريع الجديدة للتصويت ، أنحن كذلك ؟ |
Miami'de, bunun anlamı ateşli DJ'lerle gece partileri anlamına geliyor ve içeri girmenin tek yolu kayıtlı seçmen olduğunuzu göstermek. | TED | في ميامي، هذا يعني حفلات طوال الليل مع منسقي أغاني رائعين حيث الطريقة الوحيدة بالدخول هي بإظهار أنك مُسجل للتصويت. |