O kurşun yaralarının iyileşmesi için revirde üç ay geçirmişsin. | Open Subtitles | مكتوب هنا أنكِ أمضيت 3 أشهر للتعافي من جروح الرصاص |
Darla ve Drusilla gibi güçlü vampirlerin bile böyle bir şeyden sonra iyileşmesi zaman alır. | Open Subtitles | حتى مصاصى الدماء يحتاجون وقتاً للتعافي من ذلك ممكن أن يظهروا الآن – |
Onu suni olarak komaya sokarak beynin iyileşmesi için bir şans verdik. | Open Subtitles | لذلك أدخلناه في غيبوبة طبية لإعطاء دماغه فرصة للتعافي |
Kendi kahrolası dokunu kullanacak olursak iyileşme süreci daha acılı ve uzun olacaktır. | Open Subtitles | حسناً، استعمال نسيجكَ أنت سيتطلّب فترةً أطول و أكثر إيلاماً للتعافي |
Yani iyileşme şansın bir basketbolcunun serbest atış yapabilme şansıyla aynı. | Open Subtitles | ما يعني أنّ فرصكِ للتعافي تماثل فرصة لاعب كرة سلة في إحراز رمية حرّة |
Doktor, tek ihtiyacının iyileşmek için bir kaç gün burada kalmak olduğunu söyledi. | Open Subtitles | قال الطبيب أنَ كل ما تحتاجه هو بضعة أيام هنا للتعافي من الجراحة |
Şimdi, iyileşmek için şansın oldu mu, son görüşmemizden beri? | Open Subtitles | الآن, هل حصلت على الفرصة للتعافي منذ آخر لقاء لنا؟ |
Ancak araçları yerel halka verirseniz, eğer onlara iyileşmek, Toparlanmak için neler yapabileceklerini gösterirseniz, uzman olan onlar olurlar. | TED | ولكن إذا اعطيت السكان المحليين الأدوات، إذا بينت لهم ما يمكنهم القيام به للتعافي من الكارثة، فهم من سيصبحون الخبراء. |
Doğru söylüyor. İyileşmesi için en iyi seçenek bu. | Open Subtitles | إنها محقة، هذا سيعطيه أفضل خيار للتعافي. |
Çok kötü bir kırık. İyileşmesi uzun zaman alır. | Open Subtitles | لقد كان كسرًا سيئًا يستغرق مدّة طويلة للتعافي |
Hayır iyileşmesi tahminlerden biraz daha uzun sürüyor. | Open Subtitles | لا, لقد تطلبَ وقتاً للتعافي أكثرَ مَّما توقعنا |
Annenin durumu pek iyi değildi sağlığına kavuşması, iyileşmesi için zamana ihtiyacı vardı. | Open Subtitles | ولكنّ والدتكِ كانت مريضة واحتاجت وقتاً للتعافي ولأن تصبح بحالٍ أفضل. |
Kafa travması yaşadı. İyileşmesi için biraz zaman vermen gerek. | Open Subtitles | .تعرض لإصابة الدماغ الرضحية .عليّك منحه وقتًا للتعافي |
Bu tür yaraların iyileşmesi zaman alır. | Open Subtitles | ومثل كافة الجروح هذا يحتاج لبعض الوقت للتعافي |
Donör bir hafta hastanede yatacak ve evdeki iyileşme süreci üç ay sürecek. | Open Subtitles | المتبرع يمضي أسبوعا في المشفى و حوالي 3 أشهر للتعافي في المنزل |
Veriler daha az riskle ve iyileşme süreciyle yeniden olma olasılığının düşük olduğunu gösteriyor. | Open Subtitles | البيانات وضحت قلة عودته مع مخاطر قليلة ووقت اقل للتعافي. |
Bu birçok açıdan davranışlarını ilerletiyor iyileşme gayretlerini ortaya koyuyor. | Open Subtitles | إنه ذلك السلوك التدريجي بعدة طرق يمكنه أن يكشف عن جهودهم للتعافي |
Maria için gelişiyoruz, kendisi, ailesiyle birlikte yaşadıkları araçta dedesi öldükten sonra şiiri iyileşmek için kullanıyor. | TED | ننشّئ ماريا، التي تستخدم الشعر للتعافي بعدما توفي جدها في الشاحنة التي تعيش فيها مع بقية عائلتها. |
Tıbbi randevular iş saatleri sırasında olacaktı ve cerrahi işlemlerden sonra iyileşmek için zamana ihtiyacım olacaktı. | TED | سيكون لدي مواعيد طبية خلال ساعات العمل، وكنت أعلم أنني سأحتاج إلى إجازة للتعافي من العمليات الجراحية. |
Wraith'leri, bu galaksinin halklarının Toparlanmak için yeterli zamanları olmadan, erken uyandırdınız. | Open Subtitles | أيقظتم الأشباح مبكراً ، قبل حصول سكان هذه المجرة على الوقت الكافي للتعافي |