Güçlü bir amacım olduğunu anladım, bu deneyimi herkese anlatmam gerekiyordu. | TED | وفهمت بأنني أملك مهمة كبيرة، وهي أن أُبلّغ هذه التجربة للجميع. |
Evlat edinmek herkese göre değildir ama sizler çok sevecen insanlara benziyorsunuz. | Open Subtitles | التبني ليس للجميع ولكنكما تبدوان من الأشخاص الذين لديهم حب كثير لمشاركته |
Onun emanetine karşı dürüst olmaya çalıştım ve onun çağrısını herkese taşıdım. | Open Subtitles | لقد حاولت أن أكون صادقاً لثقته وأحمل رسالته للجميع, مهما كان الشخص |
Dolayısıyla bizim herkes için tek beden modelinden uzaklaşmamız gerekiyor. | TED | ولذلك، يجب أن نتحرك بعيداً عن نموذج المقاس الواحد للجميع. |
Verilerimizi kendi isteğimizle paylaşarak herkes için en iyi olanı yapabiliriz. | TED | من خلال مشاركة معلوماتنا بارادتنا نستطيع القيام ما هو أفضل للجميع |
Daha önce gördüğünüz, istasyondaki otoparkın köşesini aldık ve herkesin paylaşması ve ürün toplaması için sebze yatakları yaptık. | TED | أخذنا زاوية من مواقف السيارات في المحطة الذي رأيتموه، و زرعنا العديد من الخضروات للجميع ليتشاركوا ويقطفوا من صنيعهم. |
İyi haberler, millet. Özel bir görüşme için yatak odama bekliyorum. | Open Subtitles | أخبار سارة للجميع, تعالوا إلى غرفة نومي من أجل عرض خاص |
Sanırım bir zamanlar bol miktarda kok ve herkese yetecek taş kömürü varmış. | Open Subtitles | أظن أنه في أحد المرات كان هناك أكوام من فحم الكوك والفحم للجميع |
Bir şeylerin yapılması gerektiğini herkese söylemek için bugün buradayız. | Open Subtitles | اليوم نحن هنا لنقول للجميع أن شيئا يجب أن يحدث |
Çok komik. Şimdi gidip bunu herkese yetiştirirsin, değil mi? | Open Subtitles | ظريف جداً ، و الآن أفترض أنك ستنشرين هذا للجميع |
Sorun değil. Senin herkese yetecek kadar lafın olduğundan eminim Filomena. | Open Subtitles | ليس هناك مشكلة , انا واثق انك لديك مايكفي لتقوله للجميع |
Bilmiyorum... Ama şunu ona söylemelisin. Ben herkese babam evde hastalandı dedim. | Open Subtitles | كنت اقول له اني قلت للجميع انه تعرض لوعكة صحية في المنزل |
Bay Bir Numara, herkese 20 dolar bozabildiğini göstermek zorundaydı. | Open Subtitles | لقطة كبيرة عرضت للجميع لتقنعهم بأن باستطاعته صرف 20 دولارا |
Belki de herkese, hala harika bir parti düzenleyebildiğini kanıtlamak istemiştir. | Open Subtitles | وربما أرادت ان تثبت للجميع انها مازالت تستطيع عمل حفلة رائعة |
Ve kelimenin tam anlamıyla her konuşmayı kaydediyoruz. Böylece herkes her şeyi görebiliyor. Bu şekilde yapmasaydık, bir fikir meritokrasisi oluşturamazdık. | TED | ونقوم بتسجيل جميع المحادثات حرفياً والسماح للجميع برؤية كل شيء. لأننا إن لم نفعل ذلك، لن نتمكن من نشر ثقافة الجدارة. |
Bence herkes için çok önemli ilk adım kendinize karşı dürüst olmaktır. | TED | أعتقد أن الخطوة الأولى الحاسمة للجميع هي أن تكونوا صادقين مع أنفسكم. |
Eğer birlikte olursak herkes için daha iyi olur bence. | Open Subtitles | ان كنا سننضم لبعضنا سيكون هذا أفضل للجميع كما أعتقد |
Ama önemli olan, herkesin dünya üzerindeki her insanın başına gelmiş olması. | Open Subtitles | لكن المهم، أن الأمر قد حدث للجميع لكل إنسان على ظهر الكوكب |
Yoksa karşınızdaki Bay Miyagi, herkesin puanlanlarını silecek ve bütün sınıf sıfırı çekecek! | Open Subtitles | او السيد مياجي سوف ينقص الدرجات للجميع و الفصل باكمله سيحصل على صفر |
Üç farklı erkekten üç çocuğun var. herkesin eski sevgilisini siktin sen. | Open Subtitles | لديك 3 أطفال من 3 رجال مختلفة أنتِ نكحت عشاق سابقين للجميع |
millet, bu günü üç adam günü olarak ilan ediyorum. | Open Subtitles | للجميع , اعلن ان هذا سيكون يوم هؤلاء الثلاثة الشبان |
Hayatta ne yapmam gerektiği hakkında başka herkesi dinliyordum sanırım. | Open Subtitles | أعتقد أنني كنت أنصت للجميع عما ينبغي لي فعله بحياتي |
Gelecek hafta, eğer 80i geçersem, Hepinize öğle yemeği ısmarlayacağım. | Open Subtitles | السبت التالي، اذا حطمت رقم 80 سأشتري للجميع الغداء، هاه |
hepimiz önce görmezden gelinen ve küçümsenen sonra haklılığını kanıtlayan insanları biliyoruz. | TED | نعرف جميعًا أشخاصًا تم تجاهلهم في البداية لكن أثبتوا للجميع عكس المتوقع. |
Sonra Michael hepimize casus olduğunu bir anons yaparak itiraf etti. | Open Subtitles | وبعد ذاك أعلن مايكل للجميع بأنه كان عميلا مزدوجا |
Bunun için gerçekten herkesten özür dilerim, çünkü açıkçası hayat kurtarmıyoruz. | TED | أنا حقاً أعتذر للجميع لفعل هذا، لأننا كما يبدو، لانفعل. |
Uluslararası Kızıl Haç Komitesi herkesle konuşuyor ve tarafsız olduğu için konuşuyor. | TED | اللجنة الدولية للصليب الاحمر , اي سي ار سي تتحدث للجميع وتفعل ذلك لانها محايدة |
- O zaman orada beleş içki falan mı var? | Open Subtitles | إذًا ستكون حانة مفتوحة, الدخول مسموح للجميع, من هذا النوع؟ |