Unutmayın ki, bu maddeler 3 milyar yılın kalite garantisini taşıyor. | TED | تذكّر، هذه المواد تحمل ضمان للجودة عمره ثلاثة مليارات سنة. |
bizim kendimiz icin olusturdugumuz standardlar, profosyonel seviyedeki kalite standarlarina esit ve hatta onlardan daha yuksek. | TED | والمعيار الذي وضعناه لأنفسنا مساوً أو يفوق المعايير الاحترافية للجودة. |
Tri-Dormal-G için yapılan test kedilerin sinir sistemindeki eşsiz kalite nedeniyle neredeyse sadece kedilerde denendi. | Open Subtitles | إن تجاربنا على تراي دورمال چي، كانت تقتصر تقريباً على القطط، نظراً للجودة المتفردة، |
kalite işte görüyorsun. İnsanlar hep kaliteyi seçer. | Open Subtitles | الجودة , أنظري , الناس دائما تعود للجودة |
Tamam, kalite kontrolümüz çalışmıyordu. Kimse bunun için ölmez. | Open Subtitles | إذاً لم تكن مراقبة للجودة على ما يرام، لا يجب أن يموت أحد من أجل ذلك. |
İçimizdeki kalite bakımından ilişki sıralaması: ben ve Amy Howard ile Bernadette, Raj ile sevgilisi Penny ile Chardonnay ve Penny ile sensin. | Open Subtitles | تصنيف العلاقات في دائرتنا وفقاً للجودة: أنا و آيمي، |
Bence ardeşim bizi kalite kontrol olarak kullanıyor. | Open Subtitles | أعتقد أن شقيقي يستخدمنا كمقياس للجودة |
Nucleus kalite kaybı yaşamadan sıkıştırılmış, rekabeti sınırlara taşıyan 4K UHD görüntüyü sizlere sunuyor. | Open Subtitles | النواة) تضع لكم جودة) 4K بضغط هائل دون اي فقدان للجودة و تضع المنافسة امامنا |
kalite kontrolü. | Open Subtitles | اختبار للجودة. |