Darce, Seninle konuşmam gereken birşey var. | Open Subtitles | دارسي، أنا فعلا بحاجة للحديث معك عن شيء ما |
Evet, çocuklar iyi. Sadece Seninle konuşmam lazım. | Open Subtitles | نعم البنات بخير احتجت للحديث معك |
Aslında Seninle konuşmaya bunun için geldim. | Open Subtitles | حقيقةً، لهذا السبب أتيت إلى هنا للحديث معك |
İnan bana, o mesajı aldı ve Seninle konuşmak konusunda çok heyecanlı. | Open Subtitles | صدّقني، لقد وصلته تلك الرسالة. و هو متلهّف للحديث معك |
Özür dilerim ama yaptığınız telefon görüşmesiyle ilgili Konuşmamız gerek. | Open Subtitles | انا اسف، لكنى سأحتاج للحديث معك |
Aslında, bir nevi Seninle konuşmam lazım. | Open Subtitles | بالواقع، أحتاج للحديث معك. |
Ama Seninle konuşmam gerek. | Open Subtitles | لكنّي بحاجة للحديث معك. |
- Yo, yo, yo, daha küresel bir şey. - Mel Teyze, Seninle konuşmam lazım. | Open Subtitles | لا، لا هذا امر اكبر من ذلك عمتي (ميل) احتاج للحديث معك - |
Seninle konuşmam gerek. | Open Subtitles | احتاج للحديث معك |
Seninle konuşmam gerek. | Open Subtitles | أحتاج للحديث معك. |
Seninle konuşmaya ihtiyacım var. | Open Subtitles | انا في حاجة للحديث معك |
Morgana, beni Seninle konuşmaya gönderdi. Olayı anlaman için. | Open Subtitles | لقد أرسلتني(مورجانه)للحديث معك لكي أجعلك ترى الأمور بإدراك |
Aslında buraya Seninle konuşmaya geldim. | Open Subtitles | في الواقع، أتيت للحديث معك |
Buşeyleri takip Seninle konuşmak için geldim . | Open Subtitles | هذا يتماشي مع الموضوع الذي جئت للحديث معك فيه. |
İstedim bu yüzden Seninle konuşmak için ofisine geldim. | Open Subtitles | أردت الأعتراف، لذلك ذهبت إلى مكتبك للحديث معك. |
Belki görüşürüz, Seninle konuşmak istiyorum. | Open Subtitles | ربما سألحق بك لإنني في حاجة للحديث معك |
Aslında sizinle Konuşmamız gerekiyor Bayan Mallon. | Open Subtitles | في الحقيقة ، نحتاج للحديث "معك أنت آنسة "مالون |
Katie Couric, Konuşmamız gerek. | Open Subtitles | مهلا، كيتي كيرك، ولست بحاجة للحديث معك. |
Böldüğüm için özür dilerim Bayan Başkan, fakat sizinle konuşmam gerekiyor. | Open Subtitles | متأسفٌ للمقاطعة، سيدتي الرئيسة لكني أحتاج للحديث معك -أيمكن أن ينتظر ذلك؟ |
Sizinle konuşmayı ne kadar çok istediğimi bilseniz. | Open Subtitles | لو تعلم فقط مقدار حرصي للحديث معك. |
Sizle konuşmak için sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | أتطلع قدماً للحديث معك. |
Tamam, ben onu hallederim. Doktor sizinle konuşmak için bekliyor. | Open Subtitles | حسناً، سأتولى الأمر، الطبيب ينتظر للحديث معك. |
Gerçekten seninle konuşmalıyım hemen. Çok önemli. | Open Subtitles | انا بحاجه للحديث معك حقّاً الامر هام |