Doğduğum yıl satın alınmıştı, ve inanılmazdı, çünkü bilgi almak için kütüphaneye gitmeyi beklemek zorunda değildim; | TED | وقد تم شراءها في يوم ولادتي وكانت رائعة جداً لانه حينها لم يكن يتوجب علي الذهاب الى المكتبة للحصول على المعلومات |
bilgi almak için bu küçük güzel şeyleri defalarca kullandım. | Open Subtitles | إستعملت هذه عدة مرات للحصول على المعلومات. |
bilgi almak için ona dostça yaklaşmam gerekiyor.. | Open Subtitles | للحصول على المعلومات يتوجب على ان اصادقه |
NASA artık bilgi için tüm isteklerimize tam bir işbirliği içinde çalışıyor. | Open Subtitles | ناسا الآن تتعاون معنا بشكل كامل مع جميع طلباتنا للحصول على المعلومات |
Verdiği 500 doları bilgi için sana ödeyebilirim. | Open Subtitles | أنا يمكن أن تدفع للحصول على المعلومات مع نظيره 500. |
Bilgi alabilmek için seks kozunu oynamayı bilen bir tek sen değilmişsin. | Open Subtitles | أنت لست الشخص الوحيد الذي يعرف كيفية استخدام الجنس للحصول على المعلومات. |
Sana yardım edebilmek için gerekli olan bilgiyi alabilme yolunda, ona ancak böyle yaklaşabilirdi. | Open Subtitles | كانت الطريقة الوحيدة التي يمكن أن تقترب بها منه للحصول على المعلومات التي إحتجتها لمساعدتك |
Senden biraz bilgi almak için ne yapmam lazım? | Open Subtitles | ماذا يجب أن أفعل للحصول على المعلومات منك؟ |
Eminim kız arkadaşın, benden bilgi almak için adını kullanıyor olmana minnettar olacaktır. | Open Subtitles | أنا متأكدة أن حبيبتك تُقدر استغلالك لها كوسيلة للحصول على المعلومات |
Dinleyin beyler, buraya bilgi almak için geldik sorun için değil. | Open Subtitles | إسمع، نحن هنا للحصول على المعلومات وليس إثارة المشاكل |
Onu bilgi almak için işe almıştım. İstediğim bilgileri aldım. | Open Subtitles | استأجرتُه للحصول على المعلومات وقد حصلتُ عليها |
Önce bilgi almak için işkence etmiş olabilirler. Bir dakika. Bir saniye bekle. | Open Subtitles | القاتل ربما عذبه للحصول على المعلومات أوّلاً |
Senin aksine biz bilgi almak için insanlara işkence etmeyiz. | Open Subtitles | على عكسكِ لا نُعدب الناس للحصول على المعلومات |
Ben hükümetin bilgi almak için tuttuğu adamım. | Open Subtitles | أنا الشخص الذي أستأجرته الحكومة للحصول على المعلومات. |
Daha net bilgi almak için frekansı netleştirme. | Open Subtitles | هو طلب للحصول على المعلومات لمذكره التفتيش |
Seni sadece bilgi almak için kullanacak. | Open Subtitles | انه فقط يستغلك للحصول على المعلومات |
Benden bilgi almak için bana işkence ediyor gibiydi. | Open Subtitles | كأنها كانت تعذبني للحصول على المعلومات |
bilgi için ne kadar çok ödeme yaparsan o kadar çok inanacağının farkına vardılar. | Open Subtitles | حسبوا بأنك لو دفعت المزيد للحصول على المعلومات ستكون أكثر إستعداد لتصديقها |
Hayır, bilgi için beni kullanıyorsun. | Open Subtitles | لا، بل تستخدمني أنا للحصول على المعلومات. |
Şüpheli Hank'i bilgi için kullanıyor. | Open Subtitles | المشتبه به يستخدم هانك للحصول على المعلومات |
gizlice Bilgi alabilmek için, akla gelebilecek her yolu kullanıyordu, muhbirler veya telefon dinlemeleri gibi, bu resimde de gördüğünüz gibi. | TED | سخرت كل الأدوات الممكن تخيلها للحصول على المعلومات سريًا، مثل العملاء، أو التنصت على الهواتف، كما ترون في الصورة هنا. |
Sana yardım edebilmek için gerekli olan bilgiyi alabilme yolunda, ona ancak böyle yaklaşabilirdi. | Open Subtitles | كانت الطريقة الوحيدة التي يمكن أن تقترب بها منه للحصول على المعلومات التي إحتجتها لمساعدتك |