ويكيبيديا

    "للحقيقة" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • gerçeği
        
    • gerçek
        
    • gerçeğe
        
    • gerçeğin
        
    • gerçekleri
        
    • doğruluk
        
    • doğruyu
        
    • doğrunun
        
    • gerçekle
        
    • gerçeklere
        
    • gerçeklik
        
    • doğruya
        
    • açığa
        
    Ama kasko firmaları arkadan çarpanı yüzde yüz hatalı bulduğu için gerçeği ortaya çıkarmak için küçük bir yalan söyledim. Open Subtitles حيث أن شركات التأمين دائماً تضع الخطأ كليةًس على السيارة الخلفية و كذبتى هذة كانت مجهود لأحقق واقع أقرب للحقيقة
    Yani, evrimin insanların zihinlerini, gerçeği algılayacak ya da algılayamayacak biçimde, nasıl şekillendirdiğinden bahsediyoruz. TED فلقد كنا نتحدث عن كيف يشكل التطور العقول البشرية وأننا ربما توصلنا للحقيقة أو لا.
    Heykelleri o kadar gerçekçiydi ki, Herkül onları gerçek insan zannediyordu. TED صنع منحوتات مشابهة للحقيقة كثيرًا أساء هرقل فهمها وحسبها لرجال حقيقيين.
    Bu düşünce anlayışı bizi gerçeğe ulaştırır değişime uğramamış gerçekliğe. Open Subtitles هذا التفكير يمكنه قيادتنا للحقيقة الحقيقة المحضة دون أن تميل
    gerçeğin duygusal bir ağırlığı olması gerek, önemli bir şey söyle. Open Subtitles يجب أن يكون للحقيقة ثقلًا عاطفيًّا، عليك أن تفضي بحقيقة مهمة.
    gerçekleri sınırların ötesine aşan. Open Subtitles وليس هناك إيقاف للحقيقة حيث الحقيقة تَسُودُ
    çünkü böylece bana gerçeği söylüyor, benim gerçeği dayatmam yerine. TED لانه سـ يخبرني الحقيقه لو عرفت ماهو بدلاً من فرضي للحقيقة
    Devletin verimsiz olduğu, çok çürük ve düzeltilemez olduğu gerçeği ya da düşüncesi ile kolayca teslim olabiliriz. TED نستطيع بسهولة الاستسلام للحقيقة او للتفكير بأن الحكومة غير فعالة أبدًا وفاسدة جدًا ولا يمكنُ إصلاحها.
    gerçeği söylemek gibi kötü bir huyum vardır. Çekici olmak çok kolay değildir. Open Subtitles . لديّ عادة سيئة بقوليّ للحقيقة لكن كونكِ لستِ فاتنة لهذا الحد
    Bugün, "Uygunsuz gerçek"in devamı hakkında konuşacağız. TED سنتحدث اليوم حول تكملة للحقيقة المزعجة.
    Burada gerçek, adalet ve ölü çocuklar söz konusuysa, ve bir anlaşma zemini aranıyorsa, karar verecek makamlar bir araya gelir ve ciddi ciddi konuşur. Open Subtitles و كذلك بالنسبة للحقيقة و العدل و الأطفال الموتى إذا أردت أن تتحدث عن تسوية إجمع صانعى القرار معا و تحدث بجدية
    gerçek sana çarpana kadar kanıtları gözden geçiriyorsun. Open Subtitles أنت تستمر في المفاضلة بين الأدلة إلى أن تصل للحقيقة
    Şimdi, normalde kanıt toplayıp analiz ederiz ve bu da bizi gerçeğe götürür. Open Subtitles الان , عادةا نحن نجمع الأدلة ثم نحللها وتقودنا للحقيقة لكن مالدينا هنا
    Fakat sıra bunu gerçeğe dönüştürmeye geldiğinde, birşey aniden değişiyor. TED ولكن فجأة عندما تأتي للحقيقة فجأة يتغير شيء ما
    Burada Thompson'ın bulduğu şey aslında gerçeğe olan bakış açımızı değiştirdi. TED الآن، ما اكتشفه طومسون هنا قد غيّر بالفعل رؤيتنا للحقيقة.
    Unutmayın: "gerçeğin bütüncül bir resmi buna bağlı." TED تذكر ، الصورة الكاملة للحقيقة ربما تعتمد عليها.
    Bilgi aldığımız platformların çoğalmasının, aynı zamanda gerçeğin, şeffaflığın, derinliğin ve doğruluğun da çoğalması anlamına gelmesini dilerdim. TED اتمني لو أن إنتشار المنصات التى نحصل منها على المعلومات صاحبه إنتشار للحقيقة والشفافية والعمق والدقة.
    gerçeğin inşası duyularımızın sınırlı olduğudur. TED إذاً كل تفسيرنا للحقيقة هو عبر تلك الحواس المحدودة.
    Kitleler, özellikle politik alanda yaşanan gerçekleri öğrenme yetisine sahip değiller. Open Subtitles ،إن إدراك الأغلبياتَ للحقيقة خصوصاً في الميدان السياسي ,لَيسَ ملكهم
    Hikâyene az da olsa doğruluk payı katabilirdi. - İdama devam edin. Open Subtitles من المؤسف، كان من الممكن أن يضيف الخاتم بريقاً للحقيقة في قصتك
    Üstüne git, üstüne git, üstüne git. doğruyu öğrenene kadar vazgeçme. Open Subtitles لقد تبثوا هذا فينا، إستمر بالإلحاح حتّى تصل للحقيقة
    Ve çoğu, doğrunun ruhani yoluna dönmek isteyecek. Open Subtitles و الكثير سيودون الذهاب إلى .. الطريق الروحي للحقيقة
    Ancak zamanla gerçekle alakasının olmadığını düşünmeye başladım. TED لكن مع مرور الزمن، أحسست أنه لا علاقة للحقيقة بالموضوع
    Ta ki şaşaalı sözleri bir kenara bırakıp gerçeklere kulak verene ve davayı almadığını keşfedene kadar. Open Subtitles ولحين عدم اقتناعكم بعباراته الفخمة وتوصلكم للحقيقة ومن ثم اكتشافكم بأن ليس لديه حُجة
    Fakat onun bu gerçeklik tutkusu tehlikeli. Open Subtitles ولكن هذه الحاجة للحقيقة تشكل خطراً عليها
    Çok duygulandım, çünkü sesin, içimde doğruya ve güzele tamamen kapandığını zannettiğim bir parçayı araladı. Open Subtitles أصبحت مشاعري مرهفة هنا لأن صوتك فتح جزء مني ظننت أنه مغلق للحقيقة والجمال للأبد
    Gerçeklerin açığa çıkmasını benden daha fazla isteyen yoktur. Open Subtitles ولا يوجد من يهتم بالوصول للحقيقة أكثر مني

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد