Eğer bu gece işe gitmek zorunda olmasaydın şu an müthiş tahrik olmuştum. | Open Subtitles | يا لذلك من مثير للمشاعر لو لم تكن مضطرا ً للذهاب للعمل الليلة.. |
İşe gitmek için 40 kalori, eve gitmek için 500 kalori harcayabilir, sonra da duş alabilirsiniz. | TED | يمكنك بذل 40 سعرة حرارية للذهاب للعمل و500 للذهاب للمنزل، حيث يمكنك أخذ حمام. |
Bu biraz garip, sabah kalkıp işe gitmek zorunda olmamak. | Open Subtitles | إنه شيء غريب، ألا أحتاج للاستيقاظ مبكراً للذهاب للعمل في الصباح. |
O bir otobüs şoförüydü. Benim işe gitmek için bindiğim otobüsün. | Open Subtitles | كان جدك سائق الحافلة التي استخدمها للذهاب للعمل. |
İşe gitmeye hazır mısın? | Open Subtitles | أمستعد للذهاب للعمل |
İşe gitmek için hep erkenden kalkar. | Open Subtitles | هي دائما تستيقظ باكرا للذهاب للعمل |
Her sabah işe gitmek için kalkmayacaktım. | Open Subtitles | لم اكن أنهض كل صباح للذهاب للعمل. |
Eddie, buraya gel. İşe gitmek için hazırlanmalıyım. | Open Subtitles | "إيدي" ، تعال تعال ، يجب أن أستعد للذهاب للعمل |
İşe gitmek için otobüse bindim. | Open Subtitles | أجل ، لقد أخذتُ الحافلة للذهاب للعمل. |