Ayrıca yakın zamandaki bir çalışma yalnız insanların Alzheimer hastalığına yakalanma riskinin iki kat daha fazla olduklarını buldu. | TED | لذا دراسة حديثة أوجدت أن الوحيدون أكثر عرضة للخطر مرتين للزهايمر |
Kan tahlili yapıp Alzheimer protein belirteçleri arayacağım. | Open Subtitles | سأتفقد الدماء بحثاً عن العلامات البروتينية للزهايمر |
Alzheimer'ın başlangıç evresindeki beyin hasarından kaynaklanabilir. | Open Subtitles | قد يكون سببه إصابة بالدماغ أو بداية مبكرة للزهايمر |
Bu vakayı bir Alzheimer ilacı çalışması yaptığımız için alıyorsun. | Open Subtitles | انت تتولى هذه القضية لأننا نجري تجربة في المرحلة الثانية على دواء للزهايمر |
Alzheimer veya Parkinson hastası olma riskiniz oldukça artacak. | Open Subtitles | نسبة تعرضك للزهايمر أو شلل الرعاش ستزيد أضعافًا |
Alzheimer ya da bunama için hala çok erken, eğer düşündüğün buysa. | Open Subtitles | مازال مبكراً جداً للزهايمر أو الخرف، إن كان ذلك ماتفكر به |
Alzheimer için morfin vermezler. | Open Subtitles | أنهم لا يعطونك المورفين للزهايمر |
Babası atları seviyordu, ve kafasında da Alzheimer sorunu vardı. | Open Subtitles | إذن الأب أحب الأحصنة وفقد عقله للزهايمر |
Onunki Alzheimer'e olan yatkınlığını tedavi ediyordu. | Open Subtitles | لأن لديه استعداد وراثي للزهايمر |
Dr. Webber'ın Alzheimer'a çare bulmadığını söyleyebilirim. | Open Subtitles | أنا متأكدة للغاية أن د. (ويبر) لم يجد علاجاً للزهايمر |
Genetik olarak Alzheimer'a yatkınlığım var. | Open Subtitles | كان لدي نزعة جينية للزهايمر |