Ve İsveç için üçüncü şans, Brezilya'ya karşı. | TED | والفرصة الثالثة للسويد, في مواجهة البرازيل هذه المرة |
- Babam bunu yeni ithal etmeye başladı. - İsveç'e giderken biraz yanımıza alacağız. | Open Subtitles | ـ أبي اشتراها مخصوص من الخارج ـ سنأخذ بعضاً منها عندما نسافر للسويد |
İsveç Milli Marşı işte böyle. Söylememi istediğin için teşekkürler. | Open Subtitles | و هذا هو النشيد الوطني للسويد شكراً لسؤالك |
İsveç için mucizeler yaratıyor olabilir ama biz bu değiliz! | Open Subtitles | ربما يصنع المعجزات للسويد و لكنه لا يصنعها لنا |
İsveç'te bizim ülkemizin dörtte biri kadar güneş ışığı var. Ve ? Daha az güneş ışığı ne anlama geliyor? | Open Subtitles | أتعلمون أن أشعة الشمس التى تصلنا هي أربعة أضعاف ما تصل للسويد , أتعلمون ما معني هذا ؟ |
Daha önce KGB'nin seçilmiş komandolarından hiç biri İsveç'e sığınma talebinde bulunmamıştı. | Open Subtitles | لم يحدث من قبل وجود رئيس عمليات لواحدة من قيادات النخبة للمخابرات بأن يفرّ للسويد |
İsveç için mucizeler yaratıyor olabilir ama biz bu değiliz! | Open Subtitles | ربما يصنع المعجزات للسويد و لكنه لا يصنعها لنا |
İsveç'e gideceğiz, orada evleneceğiz, kendimize bir gelecek kuracağız." | TED | سوف نصل للسويد وسنتزوج وسيكون لنا مستقبل". |
Ama hâlâ İsveç'e gitmek istiyor. | TED | لكنها ما زالت تريد الذهاب للسويد. |
İsveç döndü Maalesef benim aksan için, Bayan | Open Subtitles | إتجهوا للسويد عذراً للهجتي يا آنسه |
Babam hiç bir zaman İsveç kralı olmadı. | Open Subtitles | أبي لم يكن ملكـًا للسويد أبدًا |
New York'ta çok para kazandığın harika bir kariyeri bırakıp kızımızla yaşamak için İsveç'e mi taşındın? | Open Subtitles | تركتَ عملاً ووظيفة كبيرة للغاية، جنيت الكثير من المال، وكان عندك عملاء من مشاهير في "نيويورك"، وإنتقلتَ للسويد |
Muhtemelen bunun nedeni İsveç'in komşumuz olmasıdır. | TED | ربما لأننا جيران للسويد. |
İsveç'te kalmalıydın. Çok yaşlısın. | Open Subtitles | ارجع للسويد أيها العجوز |
İsveç'e geri dön seni salak! | Open Subtitles | ارجع للسويد يابن الفاسق |
Zırvalık. Saçmalamayı kes Barkley ve kıçını kaldırıp İsveç uçağına bin. | Open Subtitles | (هراء، كف عن الهراء يا (باركلي واصعد طائرة وتعال للسويد |
Tüm Rusya topraklarını İsveç yönetimi altına verebilirdiniz. | Open Subtitles | قد تعطوا كل روسيا للسويد |
Yakınlarda İsveç'e geri döndüm. | Open Subtitles | رجعت حديثاً للسويد |
Eğer yolda olduğunu varsayar "İsveç" Mackenzie | Open Subtitles | يفترض أنك في طريقك للسويد "ماكينزي" |
"Steinz" "Raines" Take Ve İsveç götürdüler | Open Subtitles | "ستاينز" خذ "رينز" و أوصله للسويد |