Bu politika için inanılmaz önemli. | TED | و لكن هذا الأمر على قدرٍ عظيم من الأهمية بالنسبة للسياسة |
İş politikaya gelince, hiçbir şey mantıklı değil. | TED | لانه عندما يصل الامر للسياسة .. فهو امرٌ غير منطقي حتماً |
Bu bağlamda siyaset biraz daha din gibi olmalı, daha az değil. | TED | وبهذا المعنى، يمكن للسياسة أن تتشابه مع الدين قليلًا، لا أقل من ذلك. |
Bu yüzden, onları bugün almanı ve bu yeni politikayı anladıklarından emin olmanı istiyorum. | Open Subtitles | لذا أريدك أن تأخذهم اليوم وتتأكد من فهمهم للسياسة. |
Başkan olmak istiyorsan politikanın ilk kuralını öğren: | Open Subtitles | تريد أن تكون رئيسا؟ دعني أخبرك القاعدة الأولى للسياسة |
TV1 Haber'e hoş geldiniz, günün en büyük hikayesi eski başbakan Birgitte Nyborg'un siyasete döneceğini açıklaması. | Open Subtitles | مرحبا. اليوم أعلنت رئيسة الوزراء السابقة عودتها للسياسة الدنماركية. |
Bu farklı düşünen insanların diyalog kurması demek; farklı politik görüş, farklı dünya görüşü ve farklı değerlere sahip insanların. | TED | وبهذا يكون لدينا حوارات بين الناس على اختلاف نظرتهم للسياسة والعالم والقيم. |
Amerikan siyaseti için ne gün ama. | Open Subtitles | يا له من يوم للسياسة الأمريكية |
Babam politikayla ilgilenmezdi ama işini İngilizlerin yapmasına da müsaade etmezdi. | Open Subtitles | أبي لم يكترث كثيراً للسياسة ولكنه لم يحتمل رؤية انجليزي يحل مكانه |
Başka bir enteresan bulgu da kamu politikasının başarısız girişimciler üzerindeki derin etkisi. | TED | اكتشاف اخر مثير للاهتمام هو التأثير العميق للسياسة العامة على رواد الأعمال الفاشلين. |
Genellikle 9-5 çalışmak politika için iyidir. | Open Subtitles | عادةً من التاسعة إلى الخامسة هو أنسب وقت للسياسة والكتب |
Ben öldüğüm zaman, politika için bol bol vaktiniz olacak. Führer'im. | Open Subtitles | حينما أموت، سيكون لديك الكثير من الوقت للسياسة |
Ben öldüğüm zaman, politika için bol bol vaktiniz olacak. | Open Subtitles | حينما أموت، سيكون لديك الكثير من الوقت للسياسة |
Elizabeth Pisani: "İş politikaya gelince, hiçbir şey mantıklı değil." | TED | إليزبيت بيساني :عندما يصل الامر للسياسة .. فهو امرٌ غير منطقي حتماً |
Artık silah kaçakçılığında politikaya yer yok. | Open Subtitles | ، لا يوجد مكان فى تجارة السلاح للسياسة بعد الان |
Silah kaçakçılığı işinde artık politikaya yer yok. | Open Subtitles | ، لا يوجد مكان فى تجارة السلاح للسياسة بعد الأن |
Siyasi bilimler uzmanlığı, polislik, sonrada siyaset. | Open Subtitles | أصبحُ رائداً في الشرطة، وأطبقُ الأنظمة وأنضمُ للسياسة |
Eğer bu siyaset yapmak ise.. | Open Subtitles | إذا كان هذا ما يجب فعله للسياسة |
Dediğim gibi, politikayı bir kenara koy. | Open Subtitles | مثلما قلت ، تبا للسياسة لمرة واحدة |
Başkan olmak istiyorsan politikanın ilk kuralını öğren: | Open Subtitles | تريد أن تكون رئيسا؟ دعني أخبرك القاعدة الأولى للسياسة |
Eski bir başbakanın siyasete dönme çabasına tanık oluyoruz. | Open Subtitles | ولكننا نتحدث عن رئيسة وزراء سابقة تحاول العودة للسياسة |
Görüyorsunuz ki Paris kimi zaman çok politik bir şehir olabiliyor. | Open Subtitles | باريس يمكنها أن تكون مكاناً للسياسة بشدة |
İngiliz siyaseti ne olur, Scobie? | Open Subtitles | ماذا سيحدث للسياسة البريطانية إذاً، (سكوبي)؟ |
Biliyorsun, Andrew politikayla ilgilenmemi sağlayan ilk kişiydi. | Open Subtitles | أتعلم لقد كان (اندرو) هو أول من جذبَ إنتباهي للسياسة |
- O zaman demek ki bunu Amerikan politikasının 3 altın anahtarıyla yapacaksın. | Open Subtitles | - من أول وخزة - افعله إذاَ بصراحة على أساسات ارتكازهم للسياسة الأمريكية |
'Çıkış' adlı kitap, Danimarka siyasetinin iç yüzünü anlatıyor. | Open Subtitles | اكست تروي القصة الحقيقية للسياسة الدنماركية |
Bu, ülke politikası için doğru bir yönetim şekli değil. | Open Subtitles | هذه ليست عملية مناسبة للسياسة الوطنية. |