Spor salonuna gidip yabancıları tavlamak, her zaman yaptığım bir şey değildir. | Open Subtitles | لا أذهب عادةً للصالة الرياضيّة وأواعد الغرباء |
Belki de iş ilişkisi ya da aynı Spor salonuna gitmek gibi basit değildir. | Open Subtitles | ربّما ليست بسيطة كعلاقة عمل، أو الذهاب للصالة الرياضيّة نفسها. |
Hayley Tristan'ın adamlarından birini, onu takip ederken yakaladı yere serdi ve küçük bir soru cevap için Spor salonuna getirdi. | Open Subtitles | (هيلي) ضبطت أحد رجال (تريستن) وهو يتتبعها فصرعته وأحضرته للصالة الرياضيّة لأجل استجواب. |