Ruhsat için duruşma tarihi yaklaşıyordu ve hiçbir şeyi şansa bırakmak istemiyordum. | Open Subtitles | اقتربت الجلسة الخاصة بترخيصي و لم أترك شيئاً للصدف |
Hiçbir şeyi şansa bırakamayız. | Open Subtitles | لا يمكن ترك أي شئ للصدف كل من له صلة بهذا الرجل |
Anladım. Özür. Hiçbir şey şansa bırakılamaz. | Open Subtitles | فهمت، أنا آسف، لن نترك شيئاً للصدف أنا أقترح أفكاراً فقط، لن تكون كلها جيدة |
Bunu telafi etmek için bir senedir bekliyorum ve hiçbir şeyi şansa bırakmadım. | Open Subtitles | انتظرت عامًا من أجل فرصتي للخلاص، ولم أدع مجالًا للصدف. |
Benim mottom, "Neden işleri şansa bırakasın ki?" | Open Subtitles | شعاري هو: " لماذا نترك الأمور للصدف"؟ |
İşimi şansa bırakmam. | Open Subtitles | فأنا لا أترك الأمور للصدف |