Bu sefer aç yavru için bir yiyecek, döllenmemiş bir yumurta bırakır. | Open Subtitles | وفى هذه المره قدمت الغذاء للصغير الجائع عباره عن بيـضه غير مخصبه |
Arıların saldırısı yavru için çok fazlaydı. | Open Subtitles | وصل هُجوم النحل لدرجةٍ لا يُمكن للصغير تحملها. |
yavru için değişik isimler bulmaya çalıştım Tüylü, Benekli ya da Hızlı gibi. | Open Subtitles | جربت أسماء مختلفة للصغير مثل "فازي", "سبوتس" أو "سبيدي" |
O senin paranla ufaklığa oyuncak alır. | Open Subtitles | كان من المفترض أن تشتري لعبة للصغير بمالك |
ufaklığa masal mı anlattın? | Open Subtitles | -هل ستروي للصغير حكاية؟ |
Çok isterim ama Angie'yle eve, ufaklığa gitmeliyiz. | Open Subtitles | سأحب ذلك، لكن أنا و(آنجي)... علينا الذهاب إلى المنزل للصغير. |
O kadar ufak bir yavru hiçbir şey yapamazdı. | Open Subtitles | في ذلك العمر لا يمكن للصغير فعل شيء. |